Ve Emin Çölaşan’ın 22 yıllık Hürriyet macerası ”Kovulduk ey halkım unutma bizi” ismiyle yayınlandı.
Ertuğrul Özkök’ün Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan arasında, ”cambazlık yaptığını” Özkök’ün kendi ifadeleriyle anlatan kitap epey ses getirdi. Bu kitap belki de mesleki anlamda sık sık ”gel gitler yaşadığı anlaşılan” Ertuğrul Özkök’ün Genel yayın Yönetmenliği yaşamının da sonu olacak.
HACIBAYRAM’DA 22 YIL ARAYLA AYNI DUA
Emin Çölaşan adaşı ve baba dedesi Fizan sürgünü Yüzbaşı Emin Bey ile anne dedesi Adnan Menderes’in ilk Adalet Bakanı Refik Şevket İnce’den ”vatan sevgisi ve dürüstlük” genleri aldığını anlatarak kitabına başlıyor. Refik Şevket İnce’nin ”manevi mürşidi” olan Trablus sürgünü Hüsamettin Öztürk’ün oğlu Kazım Öztürk’ün kendisine 30 yıl önce gönderdiği mektubu yayınlıyor.
Hürriyet’te işe başladığı gün olan 7 Şubat 1977 tarihinde Hacıbayram’da Allah’a ”Beni dürüstlükten ayırma” duası ediyor. Kovulduğu 15 Ağustos 2007 tarihinde yani 22 yıl sonra yine Hacıbayram’da, ”şükür duası” ile Hürriyet günleri sona eriyor.
AYDIN DOĞAN VE AİLESİ SAYGIN, MÜTEVAZİ
Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi isimli kitap ”dört ana başlıkta topladığı” kırgınlıklar olsa da ne Aydın Doğan, ne Vuslat Doğan, ne Mehmet Ali Yalçındağ üzerine kurulmamış. Hatta, ”AKP iktidarına kadar patron iyi adam. Hoşgörülü, mütavazı, Çok düzgün bir ailesi var. Dört kızı da eşi de saygın insanlar” sözleriyle memnuniyet içeren ifadeler var.
Kitap Ertuğrul Özkök ile başlayıp Ertuğrul Özkök ile bitiyor…
Emin Çölaşan patronu ve tavla arkadaşı Aydın Doğan’ın kendisine Cem Uzan ile ilgili yazı yazmadığı, Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’dan, ‘karı” diye bahsettiği için sık sık sitem ettiğini anlatıyor. Kendisinin ”karı koca” savunmasının dikkate alınmadığını, bu kırgınlıkların 2004 yılında başladığını ve dört ana başlıkta toplandığını Kelkit’te Atatürk Posteri yazısı ile iplerin koptuğuna vurgu yapıyor.
İlişkinin bozulmasında Ertuğrul Özkök’ün ”yönlendirmesi olduğunu” açık açık ima ediyor. İkili oynadığını ve kendisinin yanında durmadığı gibi yazılarını sürekli sansürlediğini örneklerle ortaya koyuyor.
ERTUĞRUL ÖZKÖK YÖNLENDİRMESİ
Ertuğrul Özkök’ün yönlendirmesi ile o dönemde ”en yakını” olan Fatih Altaylı’nın kendisinin aleyhine yazılar yazdığını da anlatan Emin Çölaşan, Mehmet Emin Karamehmet adına Serdar Turgut, Nuray Başaran, İsmail Küçükkaya, Turgay Ciner ve Fatih Altaylı adına da Yavuz Donat’ın, Cem Uzan adına da üç defa Fatih Çekirge’nin bu dört yıllık dönemde zaman zaman kendisini aradığını, bu açık iş tekliflerini çekinmeden reddettiğini Aydın Doğan’a anlattığını, buna karşılık Ertuğrul Özkök’ün ”iş teklifleri ve hükümet ile ilgili şikayetler” konusunda patronu tek yönlü atraksiyonlarla aleyhte etkilediğini sık sık vurguluyor.
DOĞAN AİLESİNDEN ŞİKAYETÇİ OLAN ÖZKÖK,
”BEN GAZETECİ DEĞİL CAMBAZ VE JONGLÖRÜM” DİYOR
Kendisini, ”jonglör ve cambaz” olarak tanımlayan Ertuğrul Özkök’ün 10 Mart 2004 tarihinde Sedat Ergin ve Bekir Coşkun’un yanında Aydın Doğan’dan şu sözlerle şikayetçi olduğunu anlattı:
”Ben cambazım cambaz. Cambazlık yapıyorum. Siz bilmezsiniz. Benim zamanımın yüzde 20’si gazetecilikle yüzde 80’i cambazlıkla geçiyor. Karşımda patronum, kızları ve damadı var. Hangisine dert anlatacağımı şaşırıyorum. Yediğim fırçanın haddi var hesabı yok. Sen de takıntılarından arınacak ve dediğimiz gibi yazacaksın.”
TANSU DOĞALGAZ BORUSUNU AĞZINA TUTSUN
Zaman zaman da Aydın Doğan adına da konuşulan sohbetlerde Tayyip Erdoğan ve hükümet için, ”Şimdi erken zamanı gelince onlara dünyayı dar edeceğiz.” sözlerinin de aktarıldığı kitapta zaman zaman traji komik diyaloğlar da yer alıyor:
Topal’dan alıntı yapmışsın yapma
Topal kim?
Doğu Perinçek
……
Sen biraz frene bas. Keyfimize bakalım. Paramız iyi, maaşımız iyi, niye kendimizi sıkıntıya sokalım. Frenli git.
……
Yav Fethullah Gülen ve Zaman ile ilgili bir şey yazma
Niye?
Zaman’ın dağıtımını biz yapıyoruz. Her gün 500 bin gazete. Yoksa Sabah’a gider
…….
Patronu ara. Duygusal oldu son yıllarda. Bak yılbaşı geliyor. Bakarsın iyi bir prim verir. rahatımıza bakalım bu Dünya’da be. Bize ne yolsuzluktan, siyasetten.
…..
Medya’yı eleştirince Beni kasdediyorsun. Medya Benim..
….
Ben artık bu aracılık görevinden yorgun düştüm. İkiniz ne haliniz varsa görün arkadaş. Hesabını patrona verirsin
Benim kimseye verecek hesabım yok.
……
Ama Aydın bey kinleniyor. Ama zamanı gelince bunların (….)
……
Sen Beni öldüreceksin. Kendimi 11. kattan aşağı mı atayım?
Hayır Tansu’ya (eşi) söyle doğalgaz borusunu boğazına dayasın. Daha acısız oluyormuş.
İPİN KOPUŞU VE ÖZKÖK HEDEFTE
Emin Çölaşan’a, ”patronun gönlünü al” diye yılarca baskı yapan Ertuğrul Özkök muhalif yazar Yılmaz Özdil’i kadrosuna dahil ettikten sonra rahatlamış bir biçimde İzmir Deniz Restoran’da kovma işini bizzat ve keyifle tebliğ ediyor. Bu arada, ”bize iyi şaraplar alacak para veriyor” dediği Aydın Doğan’ı araması ve gönlünü alması yönündeki ısrarını sürdürüyor.
Herhalde ”hayır” cevabı ile refüze etmek ve yılların rövanşını almak için.
Kitapta özellikle onlarca sansür olayı satır satır örnekleriyle anlatılıyor.
Aslında Ankara’nın birinci Gündemi Anayasa değişikliği ve yüreğimizi yakan 13 şehidimiz başta olmak üzere yeniden hortlayan PKK terörü. O konuya bir sonraki yazıda değişik bir açıdan bakacağız.
Medya’nın iç gündemi ise şu:
”Bu kitap Özkök’ü götürecek mi? Aydın Doğan daha ne kadar Özkök’ü taşıyabilecek? Emin Çölaşan Ertuğrul Özkök’ü anlatan müstakil bir kitap yazacak mı?
Son Yorumlar