Türk’ün hafızasına hakaret edenlere inat…
Karışık kafalı gevşeklere ve kanı bozuk hainlere
lânetle… DİYORUZ Kİ :
ESAS TÜRKOĞLU TÜRK U – NUT – MAZ…
ONA GÖRE…
—————————————————————————————————————-
Sürekli gündemde bulunan Kıbrıs sorununu yeni kuşaklara aktarmak ve adada gelişen olayları tüm tarafsızlığı ile bir daha açığa vurmak üzere yazılmış Kanlı Noel-1963 son yarım yüzyılı ile Kıbrıs’ı sorgulama amacı gütmüştür.
Kıbrıs, Türkiye’nin yumuşak karnına dayanan sivri bir süngü.
Günümüz Türkiye’sinin önemli meselelerinden birisi.
Kıbrıs meselesi, daha doğru bir ifade ile Türk-Yunan münasebetleridir.
Her vesile ile Türkiye ile olan münasebetlerinde ‘mesele yaratmakta’ eşsiz olan Yunanistan, tarihi ve siyasî hiçbir hakkı olmadığı halde Kıbrıs’ı da Türkiye ile arasında yeni bir mesele haline getirmeyi başarmakta gecikmemiştir.
Kıbrıs’ın son yüzyılı; Kıbrıs’ta işlenen vahşi cinayetler, Kıbrıs Türkünün dramı, küçük Yunanistan’ın emperyalist politikasının bir aynası olmuştur.
Özellikle 1963 yılı Kanlı Noeli, Kıbrıs Rumları ile Yunanistan’ın düşmanlıklarını hangi noktaya kadar götürebileceklerini ortaya koymuştur.
ENOSIS, yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı emellerine tek engel teşkil eden Kıbrıs Türk toplumunu ani bir saldırı sonunda yok etme teşebbüsü Rum-Yunan ikilisinin insanlık adına lanetlenmesi gereken bir davranışı niteliğinde idi.
Ancak 1963-1974 arası adadaki vahşeti görmeyen ya da görmezlikten gelen, Kıbrıs Türklerinin seslerine ve yalvarma çığlıklarına kulaklarını tıkayan, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bazı devletler ve uluslar arası camiadaki kuruluşlar hâlâ bu ısrarlı tutumlarından vazgeçmemekte diretmekte ve sürekli gerçeklerden uzaklaşmaktadırlar.
Yunan yayılmacı politikası denilebilir ki bu gibi tutum ve davranışlar yüzünden çılgınca bir biçimde gündemde kalmakta ve Yunanistan, medeni saydığımız bu camianın desteğiyle sıklıkla sonuçlarını dahi düşünemediği savaş çığırtkanlıklarına teşebbüs etmede kendinde cüret bulabilmektedir.
Nitekim tarihe 1963’ten 1974’e kadar ne olduğu sorusunu soracak olursak Akdeniz’in ortasındaki bu adada yıkılan ve yanan köyleri, şehirleri, yollarda gezen cesetleri, tecavüze uğramış genç-yaşlı kadınları, küvetler içinde kurşunlanmış çocukları ve bebekleri ve insan dahi denemeyecek bir ulusun gözünü bürümüş kan zerrelerini; adaya çıkan Türk Mehmetçiğini ve Kıbrıs semalarında uçan Türk jetlerini Tanrı’nın kurtarıcı melekleriymiş gibi bekleyen ve kucak açan masum gözleri, asker postallarını öpen seksenlik ihtiyarları tarih acaba hangi köşesinde sakladı.
Kıbrıs gerçeği bu bakımdan Türk-Yunan münasebetlerinin küçük bir kesitidir. Bu kesitte Kıbrıs Türkünün yaşama kavgası kadar Türkiye’nin komşu Yunanistan’ın emperyalist politikasına dur demesi de yer almaktadır.
Tarih bir bakıma insanlığın “ortak bellek”idir.
Bu yapısı ile millî tarih, ait olduğu milletin hafızasıdır.
Tarihini unutmak, bilmemek o milletin hafızasını
kaybetmesi demektir.
1974 Barış Harekâtı sırasında adada bulunan bir Almanın “Yunanlıların
kasaplığını insan zekası kavrayamaz” ifadesinde belirttiği gibi; iki aylık
bebeklerden, doksanlık ihtiyarlara kadar en vahşice saldırılarda bulunabilen bir
toplumla değil bir arada yaşamak, sınır komşuluğu yapmak dahi ne kadar
riskli ve tehlikelidir .
Nitekim adayı sürekli alevlendiren Yunanistan, tarihte Türk ırkına karşı olan hıncını ve sürekli yenilmişlik kompleksini içine sindirememekte, sinsice masum sivilleri katlederek bu yarayı sürekli açık tutmaya ve deşmeye gayret etmektedir.
1963 yılında Kanlı Noel’le başlangıcı tarihe geçen adanın Yunanistan’a ilhakı projesi hala geçerliliğini korumakta sandığımız gibi Türk Kuvvetleri’nin icra ettiği 1974 harekâtı ile sona ermemektedir.
Okumaya devam edin ‘1963 – Kanlı Noel’i Unutmadık..!!!’
Son Yorumlar