1.
Türkiye’nin en çok tartışılan sloganlarından biri
Ordu Göreve’ydi.
——————————————————————————————
Gazetemiz 23 Haziran 2003 tarihinde bu kapakla çıkmıştı.
Tüm gericilerin yıllardır hâlâ saldırdığı bu slogana gariptir
o dönem Atatürkçü geçinen bazı kişiler de yoğun bir saldırı
başlatmıştı.
Sonrasında gazetemize açılan davadan beraat ettik.
—————————————————————————
Ancak geldiğimiz noktada tam 7 yıl sonra ne dediğimiz şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Çünkü AKP iktidarında Ordu yok edildi.
Ordu’nun görevine ilişkin TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi tartışılıyor.
Ama herhalde yakında bir kanunla AKP şu düzenlemeyi getirebilir:
“Ordu’nun varlığı demokrasiye aykırıdır. Çünkü elinde silah tutan kuvvet gün gelir darbe yapabilir. Darbeleri önlemenin en iyi yolu Ordu’nun İç Hizmet Kanunu’nun değil kendisini ortadan kaldırmaktır. Ordu olmazsa darbe de olmaz. O nedenle TSK lağvedilmiştir. Tüm TSK personeli emekli edilmiştir. TSK’ya ait savaş araç ve gereçleri Emniyet Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir.”
Böyle bir kanun Meclis’te oylanırsa, TSK buna karşı mı çıkabilir? Çıkamaz çünkü
kanunlara göre TSK Başbakan’a bağlı. Böyle bir yasa meclise gelir mi gelmez mi diye de tartışmayalım. Hepimiz biliyoruz ki herkesin olmaz dediği her şey oldu.
2.
2004 yılında Ordu artık Hilmi Bey’in ordusuydu. Kimileri o zamanlar Hilmi Bey’e laf söyletmiyordu. Ancak bugün Hilmi Bey’in rolü çok iyi görülüyor. Bugün kimileri Türk Ordusu neden susuyor diyebilir. Ama Ordu 2003 yılından beri zaten susuyor. Gazetemizin 17 Mayıs 2004 tarihli kapağında “Paşam, seni, ordunu, ruhunu bugün daha fazla arıyoruz” diyorduk. Türkiye 19 Mayıs’a ordusuz giriyordu.
3.
2004 yılında Ordu artık Hilmi Bey’in ordusuydu. Kimileri o zamanlar Hilmi Bey’e laf söyletmiyordu. Ancak bugün Hilmi Bey’in rolü çok iyi görülüyor. Bugün kimileri Türk Ordusu neden susuyor diyebilir. Ama Ordu 2003 yılından beri zaten susuyor.
Gazetemizin 17 Mayıs 2004 tarihli kapağında “Paşam, seni, ordunu, ruhunu bugün daha fazla arıyoruz” diyorduk. Türkiye 19 Mayıs’a ordusuz giriyordu.
4.
2007 yılının 30 Ağustos’una geldiğimizde artık zafer değil yenilgi kesindi. Türk Ordusu teslim bayrağını çekmişti. Kimilerinin hala daha sert komutan beklentisi taşırken biz havlu atan orduyu kapağa taşımıştık. 1 Ekim 2010 tarihli sayımızda gelecekteki Genel Kurmay Başkanı’nın nasıl olacağını
göstermiştik.
Tayyip’in Ordu’ya son müdahalelerinden sonra çok yakında badem bıyıklı bir Genel Kurmay Başkanımız olacaktır.
Sayı: 161, 12/11/2007 |
5.
Ordu’ya kurulan en büyük tuzak 2007 yılındaki sınır ötesi harekattı. Türkiye’de herkes bu operasyonu alkışlarken, Genel Kurmay Başkanı
teröristler için, onları BBG evi gibi gözlüyoruz diyordu.
Ancak biz insansız hava araçlarına değil Mehmetçiğe güvenin diyorduk.
Nitekim Heronların aslında
Türk Ordusu’nu izlediği ortaya çıktı. BBG bevine dönüştürülen Genelkurmay’dı. Artık Ordu ABD’nin ve dolayısıyla da AKP’nin güdümünde olacaktı.
Sayı: 192, 23/06/2008 |
|||
6. Bu operasyonun hemen ardından ABD ve AKP, Ordu’ya savaş ilan etti. Ergenekon operasyonu Ordu’ya karşı operasyona dönüştürüldü. Artık orgeneralleri hapiste bir ordu vardı karşımızda. |
Sayı: 194, 07/07/2008 |
7.
Tüm bu sürecin en büyük iki sorumlusu ise Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ. İkisi de ulusal söylemlerle işbaşı yaptı ama ikisi de ulusal anlamda bir hizmet vermedi. Sözde Türk Ordusu’nun en sert iki komutanıydılar ama biz bir sertliklerini göremedik. Şimdi ikisi de AKP’ye direnmemenin bedelini hapiste ödeyecek.
Türkiye’de bugün pek çok terör örgütü var. En büyükleri PKK ve hapiste binlerce PKK’lı var. Ama şu anda bir terör örgütü konumuna düşürülen ve yargılanan TSK’nın hapisteki ve
hapse atılacak mensupların topladığımızda PKK’dan sonra hapisteki en büyük ikinci grup olacağını görürüz. Yazık diyoruz, dünyanın en büyük ordularından birini en büyük terörist gruplardan biri haline düşürdüler.
( TÜRKSOLU, sayı 293, 9 Ağustos 2010 )
Y A Z I H A K K I N D A K İ G Ö R Ü Ş L E R…
|
||||||||
|
Son Yorumlar