İşte Türkiye!
23
Haz
19
Harâmîler kesse de sokak başlarını, polisin kırbacı, cellâdın ipi, spikerin çenesi, baskı makinesi harâmîlerin emrinde olsa da, BAK GELİYORUZ İŞTE İSTANBUL..!!!
By
skyturkvngenc
Leave a
Yorum
Categories:
Uncategorized
İSTANBUL
Salkın salkın tan yelleri estiğinde;
mavi patiskaları yırtan gemilerinle, uzaktan seni düşünürüm
İstanbul !
Binbir direkli Haliç’inde akşam,
Adalar’ında bahar,
Süleymaniye’nde güneş…
Hey, sen ne güzelsin kavgamızın şehri !
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bu günlerde;
bakışlarımda akşam karanlığın,
kulaklarımda sesin İstanbul !
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bu günlerde;
sen şimdi harâmîlerin elindesin İstanbul !
Plajlarında karaborsacılar
yağlı gövdelerini kuma sermiştir;
kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında !
Balıkpazarı’nda depoya kaçırılan fasulyanın meyvesini
birlikte devşirirler…
Sen şimdi harâmîlerin elindesin İstanbul !
Et, tereyağı, şeker;
padişahın üç oğludur.
Kenar mahâllelerinde, yumurta masalıyla büyütülür çocukların;
Hürriyet yok !
Ekmek yok !
Hak yok !
Kolların ardından bağlandı,
kesildi yol başların ;
harâmîlerin gayrısına yaşamak yok !
Almış dizginleri eline
bir avuç vurguncu müteahhit, toprak ağası,
onların kemik yalayan dostları…
Onların sazı, cazı, villası, doktoru, dişçisi…
Ve sen esnaf, sen söyle !
Sen memur, sen entelektüel
ve sen, haktan bahseden
Ortaköy’ün, Cibali’nin işçisi !
Seni öldürürler, seni sürerler.
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir.
İpek şiltelerin, ıstakozların
ve ahmak selâmeti için
hakkında idam hükümleri verilir.
Haktan bahseden namuslu insanları,
yağmurlu bir mart akşamı topladılar;
karanlık mahzenlerinde şehrin.
Cellâtlara gün doğdu !
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır,
bir kalem yazın vardır,
dudaklarını yakan bir çift sözün vardır; söylenmez !
Harâmîler kesmiş sokak başlarını.
Polisin kırbacı, cellâdın ipi, spikerin çenesi, baskı makinesi
harâmîlerin elinde…
ve mahzenlerinde insanlar bekler; gönüllerinde kavga,
gönüllerinde
zafer…
Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü can yoldaşlar saklıdır
mahzenlerinde.
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul !
Bulutların ardında damla damla sesler,
gülen çehreleri ve cesaretleriyle
arkadaşlar çıktı karşıma ;
dindi şakalarımın ağrısı.
Bir kadın yoldaş tanırdım ;
bir kardeş karısı…
Hasta ciğerlerini taşıdığı
çelimsiz kemikli omuzları
ve hüzünlü çehresiyle
bebelerini seyrederdi.
Cellâtlara emir verildiği gün harâmilerin sarayında,
gebeliğin dokuzuncu ayında…
Aç kurtların varoşlara saldırdığı
tipili bir gece yarısı,
sırtında çok uzak bir köyden indirdi otuz beş kiloluk sırrımızı.
Zafer kanlı, zafer kıpkırmızı !
Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul.
Bekle bizi ;
büyük ve sakin Süleymaniye’nle. Bekle ;
parklarınla, köprülerinle, kulelerinle, meydanlarınla…
Mavi denizlerine yaslanmış
beyaz, tahta masalı kahvelerinle bekle !
Ve bir kuruşa yenihayat satan,
Tophane’nin karanlık sokaklarında koyun koyuna yatan
kirli çocuklarınla bekle bizi.
Bekle, zafer şarkılarıyla
caddelerinden geçişimizi.
Bekle, dinamiti tarihin !
yumruklarımız
harâmîlerin
saltanatını
yıksın !
Bekle ;
Bekle, o günler gelsin İstanbul, b
ekle !
Sen, bize lâyıksın.
Vedat TÜRKALİ
Bunu derecelendir:
Paylaş :
Facebook
Twitter
Tumblr
E-posta
Yazdır
Beğen
Yükleniyor...
İlgili
0
Yanıt to “Harâmîler kesse de sokak başlarını, polisin kırbacı, cellâdın ipi, spikerin çenesi, baskı makinesi harâmîlerin emrinde olsa da, BAK GELİYORUZ İŞTE İSTANBUL..!!!”
Feed for this Entry
Trackback Address
Yorum Yapın
Yorum bırakın
Δ
«
YETER ARTIK..!!!
Güle güle ÜSTAD… Riposare in PACE..!!! (Morricone’nin Anısına)
»
İstatistikler
2.406.122 Tıklama
Site girişi
Kayıt Ol
Giriş
Yazı beslemesi
Yorum beslemesi
WordPress.com
Son Eklenen Yazılar
3 haziran 2021 ULUSLARASI AŞI KURBANLARINI ANMA GÜNÜDÜR ve tüm insanlık AŞI KARŞITI EYLEMLERDE ayaklanmışken bizde tık yok..!!! Yani – bütün dünya gerizekâlı, bir biz akıllıyız AMK..!!! (İnsanlığı yok etmeyi amaçlayan insandışı yaratıklara (AŞI için) gönüllü domalıp vurduran ve “NEW WORLD ORDER” adlı ‘EBEDÎ FAŞİZM DÜZENİ’ne şipşak boyun eğen ve hepinizi sikip – kesen kasabın bıçağını yalayan korkak, yavşak, konformist ve ruhsuz yaratıklar sürüsünden başka bir şey değiliz..) Bugünün ne günü olduğundan bahsetmeyen yandaş, candaş, sözdemuhalif, görsel – mörsel, sosyal – mosyal ve daha her ne sikim medya varsa topunun canı cehenneme..!!! Dörtyol kerhanesi gibi herkesin ayaküstü “İŞ”ini bitirdiği ve lânetli yobazların batırdığı bu memlekete her şeyin matbaa gibi sonradan mı ge(tiri)lmesi gerekiyor.?!!! Hani her fikir serbestçe ifade edile(bile)cekti..??!!! Ulan, muhalif geçinen TV kanal(izasyon)ları – Bundan niye bahsetmiyorsunuz lan – Yoksa siz de ‘NEW WORLD ORDER’in muhalif görünümlü köpekleri misiniz, AMK’larım..?!!!
Güle güle ÜSTAD… Riposare in PACE..!!! (Morricone’nin Anısına)
Harâmîler kesse de sokak başlarını, polisin kırbacı, cellâdın ipi, spikerin çenesi, baskı makinesi harâmîlerin emrinde olsa da, BAK GELİYORUZ İŞTE İSTANBUL..!!!
YETER ARTIK..!!!
Kazanan hepsini alır…
Finally, to liquidate the 17-year-old maraudian and dark-minded regime of the Bosphorus, appointed by the “new” world “order”, whose goal was the complete destruction of the Turkish State, the foundations of which were laid by Ataturk..!!! ( Türkçe yazsam maalesef hiçkimsenin sikinde olmazdı.. Ülkemizin BAAĞZI aşırı “akıllı”, “vicdanlı” ve “namuslu” “insan”ların bu devletin son 70 yıllık siyasetinde iktidara hep ama hep sağcı fırıldakları seçme merrrağı yüzünden başımıza hep yarrraklar yağdı… Eeeey zavallı halkım — AK yarak kara yarak hep sana mı gerek, AMK..??!!! Ve bu 70 yıldır hep aynı oynanan “FIRILDAK SAĞCILARIN DEVLET İKTİDARINI MİRAS GİBİ DEVRALMALARI” tiyatrosu en son bu AKyarrrağı ülkenin başına sararak devletimizi tamamen imhâ aşamasına getirdi…
Güzel ülkemin kula kulluk edenler tarafından batırılmasına seyirci kalan “etkili” “yetkililer”e ithafen..!!! ( Ne korkuyonuz lan — eloğlu taaa 14 temmuz 1789’da yıkılmaz sanılan üstelik egemenlik hakkını Tanrı’dan aldıklarına inanılan mutlak Krallıkların yıkılabileceğini cümle aleme gösterdi — hem de nasıl gösterdi..!!!)
AHLÂK..! ve KAVGA..!
1945 yılı 6 Ağustos pazartesi günü saat 08:15’te………………..
Gerçekler ve doğrular adına seksen milyondan ancak bir cesur beyan… ( Azbuçuk da olsa benim de dahil olduğum şu seksen milyonluk korkak, yavşak, konformist, nemelâzımcı, ruhsuz yaratıklar sürüsüne ithafen..!!! )
14 Temmuz 1789 — İnsanın “insan” zulmüne karşı isyanıyla İNSAN olduğunu kanıtladığı GÜN…
Yarım asır önce küresel emperyalizmin köpeği Yunan faşist cuntası kendi halkının zulme karşı uyanışını engellemek için askerî darbe yapmıştı…
Bir zamanlar (1980 öncesi) işbaşındaki CHP hükümetini sabote edip devirmek için emperyalist gâvurun emriyle sağ cenah ve “iş”dünyasının işbirliğiyle cebren ve hile ile sunî yaratılan sanayağ, tüpgaz, benzin v.s. sıkıntısından oluşan kuyruklar misali artık vazelin sıkıntısı kuyrukları oluşacak gibi gözüküyor — tabii sayın vazelin üreticileri ve dağıtıcılarımız piyasada vazelin sıkıntısı yaratmak için USA + EU'(velhasıl global imperialism)den icazet ve emir alırlarsa.. ( ki ‘BOP’ deresi geçilirken gâvurun at değiştirebilme kabiliyetine kalmış ince bir iş bu )… Aslında kendi işimizi kendimiz göremediğimizden, yerli malı siyasî kuduzumuza bizi “çok seven” emperyalist ecnebilerin “çare” arayıp bulmaları bizim için en büyük rezilliktir.. ( Ve şu hiç bir hükmü olmayan “refer”end”um mudur ne boktur saçmalığından da hiç karamsar olmayın — at hırsızından büyük ALLAH var..!!!) Sahi ya, once upon a time in USA at hırsızlarını asmıyorlarmıydı..?!!!
Bunca tantana niyeydi, AMK.?!!! Bilmez misiniz ki lâfla pilâv pişmez ve de kuduzun tek çaresi itlâftır… Ve buna yükümlü kurum ve kuruluşlarımız vardır… Yoksa son çare olarak pek tabii ki fakr-u zarûret içinde bîtap düşmüş olsa da Yüce Türk Milletimiz, Devlet İktidarını elinde tutan bu kudurmuş zındıkların imhâ işini de yine kendi azmiyle halledecektir.. Ama çok geç kalınmışlığın fazla zayiatı pahasına olacak bu… Pekiyi, o zaman bilmem kaç milyon siyasetçi, bürokrat, teknokrat ve daha bilmem ne belâ paraziti ne sikime besliyoruz — ki şuanki haliyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en acı sorunu budur..!!!
“Sanatçı tam bağımsız bir yaratıcıdır, böyle olduğu için de doğası gereği devrimcidir..” diyordu Victor JARA… ( “ÜST AKIL”a USA ve batı emperyalizimi diyemeyen ve fakat emperyalist domuzun tayin ettiği “eş” başkan olduğunu unutan “aldatılmış” dangalaklara ve “darbe de darbe” sayıklamalarıyla milletin kafasını sikip “TANRININ LÜTFU” — “DARBE” TEZGÂHINI sivil darbeye dönüştüren TÜRK VATANININ hainlerine ve sözde “kalıcılık” iddiasıyla “eser”ler (y)aratan “SANATÇI” kılıklı yar(atıklara) ithafen…)
12 eylül Türkiye ile 11 eylül 1973 Şili faşist darbeleri arasında yok aslında bir farkları, ama “biz OSMANLI ‘BOP’larıyız” diye ortaya çıkan “NEOsman”cıklar netiiice itibaaarıylaaaa 12 eylül 1980 darbesinin en kazan(dırıl)anları oldu…)
Yıl 1973 ve 11 eylül perşembe — üzerinden 40 yıldan fazla geçti ama dünya insanlığı çevresinde olup biteni algılamada 40 adım bile ileriye gidemedi, bu yüzden de aklın cesaretiyle sorunlarını çözmede 400 yıl geriledi ve güzelim Dünya yaşanmaz hâle geldi… (Dünyanın baş teroristi – gangster USA’nın 11 eylül 2001 tarihli XXI yüzyılın ilk büyük Bizans entrikasını “Dünya Antiterörizm Günü” olarak anan ve “an”dıran andavallara ithafen..)
Uyu yavrum niiinniiii — uyutayım seniiii… Gücü ellerinde tutmak için hükümetler herdaim halka yalan söyler — çünkü “insan”lara doğruyu söylerlerse iktidarları pek uzun sürmez… ( Bu memlekette, sürüsüne bereket “yalan” mazoşistlerine ithaf ediyorum — ki %50’den fazla olduklarına kuşkunuz olmasın..)
SADAT ile yola devam ede(bile)cek iz’an(sızlığın)da olanlara şu Anwar el-SADAT'(Enver SEDAT’)ın sonunu hatırlatıyoruz…
Allahtan “Huzur Adası”nda yaşıyoruz, yoksa halimiz nice olurdu ? (Memleketi bok götürürken; düşünen, hisseden ve çözüm arayan insan evlâtlarına “sen mi düzeltçen lan bu ülkeyi” ve “amaaaan, böyle gelmiiiş böyle gider ” diye pişkince ahkâm kesen ahlâksız, vicdansız ve şerefsiz piçlere ithafen..!!!) Bugün olanlar son 14 yıldır TSK’yı yoketme çabalarının sonucudur…
Haziran 2019
P
S
Ç
P
C
C
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
« Nis
Tem »
En Çok Okunan Yazılarımız
Hilafetçi Paşalar ve Atatürk
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet döneminde Atatürk ve Kürtler
Osmanlı İmparatorluğu Türk mü Rum mu? - (1)
Türküz, Türkçüyüz, Atatürkçüyüz
Ukrayna milliyetçilerinin Turuncu Devrim macerası
Bir Cumhuriyet Aydını : Necip Hablemitoğlu
Tarih boyunca Tanınan Türkmen LEK, LAK
Türkiye’de Sol ve Kürtler
En fazla oylananlar
Son Yorumlar
KÜRT TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NIN ANADOLU’DAKİ TÜRK SOYKIRIMI
için kopafsa
Uyuyan Güzel TSK
için
UYUYAN GÜZEL TSK - Turkish Forum
İşte TRT canlı yayınında yaşanan skandalın görüntüleri
için Hasan
HEPSİNİ ASACAĞIZ..!!!!
için Erdem Erten
Güney Afrika Örneği
için halil ekerbiçer
Mason sembolü olan RABİA işaretini yaparak ne bok yediklerini bilmeden siyonizme hizmet eden salak yalaklara ithafen… Bunun anlamını bilen çakallar zaten siyonizm hizmetkârlığın orospusu ve de “usta”sı oldukları için gündemleştirdi…
için CENK
Kürt Tarih Tezinin Dayanılmaz Tutarsızlığı
için Özkürt Medoğlu
Emre Kongar : AKP’den daha AKP’ci ; PKK’dan daha PKK’cı
için Murat Aygen
İSLAM’A KARŞIDIR TÜRBAN, İŞTE KANITI…
için Süleyman bulduk
İNGİLİZLER ONA NEDEN “EFSUNLU KEMAL” DERLERDİ BİLİR MİSİNİZ RECEP BEY ?
için Dursun fakih
Arşivler
Haziran 2021
Temmuz 2020
Haziran 2019
Nisan 2019
Temmuz 2018
Aralık 2017
Ağustos 2017
Temmuz 2017
Nisan 2017
Eylül 2016
Ağustos 2016
Temmuz 2016
Haziran 2016
Şubat 2016
Ocak 2016
Aralık 2015
Kasım 2015
Eylül 2015
Ağustos 2015
Temmuz 2015
Haziran 2015
Mayıs 2015
Mart 2015
Şubat 2015
Ocak 2015
Aralık 2014
Ekim 2014
Eylül 2014
Ağustos 2014
Temmuz 2014
Haziran 2014
Mayıs 2014
Nisan 2014
Mart 2014
Şubat 2014
Ocak 2014
Aralık 2013
Kasım 2013
Ekim 2013
Eylül 2013
Ağustos 2013
Temmuz 2013
Haziran 2013
Mayıs 2013
Nisan 2013
Mart 2013
Şubat 2013
Ocak 2013
Aralık 2012
Kasım 2012
Ekim 2012
Eylül 2012
Ağustos 2012
Temmuz 2012
Haziran 2012
Mayıs 2012
Nisan 2012
Mart 2012
Şubat 2012
Ocak 2012
Aralık 2011
Kasım 2011
Ekim 2011
Eylül 2011
Ağustos 2011
Temmuz 2011
Haziran 2011
Mayıs 2011
Nisan 2011
Mart 2011
Şubat 2011
Ocak 2011
Aralık 2010
Kasım 2010
Ekim 2010
Eylül 2010
Ağustos 2010
Temmuz 2010
Haziran 2010
Mayıs 2010
Nisan 2010
Mart 2010
Şubat 2010
Ocak 2010
Aralık 2009
Kasım 2009
Ekim 2009
Eylül 2009
Ağustos 2009
Temmuz 2009
Haziran 2009
Mayıs 2009
Nisan 2009
Mart 2009
Şubat 2009
Ocak 2009
Aralık 2008
Kasım 2008
Ekim 2008
Eylül 2008
Ağustos 2008
Temmuz 2008
Haziran 2008
Mayıs 2008
Nisan 2008
Mart 2008
Aralık 2007
Ekim 2007
Eylül 2007
Ağustos 2007
Temmuz 2007
Haziran 2007
Yorum
Tekrar blogla
Abone Ol
Abone olunmuş
İşte Türkiye!
Diğer 53 aboneye katılın
Abone ol
WordPress.com hesabınız var mı?
Şimdi oturum açın.
İşte Türkiye!
Özelleştir
Abone Ol
Abone olunmuş
Kaydolun
Giriş
Kısa adresi kopyala
Bu içeriği rapor et
View post in Reader
Abonelikleri Yönet
Bu şeridi gizle
%d
0 Yanıt to “Harâmîler kesse de sokak başlarını, polisin kırbacı, cellâdın ipi, spikerin çenesi, baskı makinesi harâmîlerin emrinde olsa da, BAK GELİYORUZ İŞTE İSTANBUL..!!!”