Mart 2014 için arşiv

30
Mar
14

Her daim olduğu gibi, 2014 yerel seçimlerinde de parayı veren “düdü”ğü çalar — sonra da “boru”yu köküne kadar döşer..!!!

İŞTE  GERÇEK  BU

Paranın   kimde   olduğunu   da   bizim   “fifty”likler  

çoook   iyi   biliyor…

Ama   yine   de   binbir   “ümit”le   diyorum   ki :

Ulan   geçmişini   siktiğimin   % 50’lik    sürüsü  — bi  kere

de  yanıltın  şu  düzenini  siktiğimin  dünyasını,  AMK..!!!

 

19
Mar
14

Muhalefet Partilerinin — “AKP’yi Kurtarma Operasyonu” ya da Emperyalizmin — “At Değiştirme Projesi”

Yerel  seçimin  sonuçlanacağı  30  Mart  tarihine  on  gün  kaldı.

Siyasal Parti liderleri bir güne üç-dört Miting sığdırarak “en iyisi benim partim bana oy verin” diyerek meydanlara topladıkları halkı KANDIRMA telaşındalar.

Biri diğerinin benzeri muhalefet maskeli partiler sanki 12 yıldır devleti kötürümleştiren koalisyonun ortağı değilmişcesine Pensylvania’ya sahip çıkıyorlar. 17 Aralık Operasyonu ile ortaya saçılan Yolsuzluk ve hırsızlık üzerinden AKP ye değil, Tayyip Erdoğan’a yükleniyorlar. BDP ise buna ek olarak güneydoğuda “özerklik” ve Öcalan’a “özgürlük” sakızını çiğnemeyi sürdürüyor.

Buna karşılık Erdoğan, bir yandan Pensylvania’nın saldırılarını kesmek, devlet içinde ortaklığı döneminde kendi eliyle yerleştirdiği Pensilvanyacıları temizlemek, diğer yandan kendisini iktidara taşıyan “Büyük Patron ABD”‘ye hala en iyi AT’ın ve aracın kendisi olduğunu kanıtlamak peşinde.

Yani özetle meydanlarda, halkın yarasına merhem olacak tek bir söylem ortada yok.

Meydanlarda “en iyi AT’ın ve aracın” kendileri olduğunu Büyük Patron ABD’ye kanıtlamaya, büyük Patrona en yüksek teklifi vererek ve ihaleyi kazanmaya çabalayan siyaset tacirleri dolaşıyor.

Ülkenin  ve  ulusun  gündemi  ise  bu  söylemlerin  dışında.

AMINA KODUKLARIM

DÖRT  KİŞİLİK  AİLENİN  AÇLIK  SINIRI  1.130,  YOKSULLUK  SINIRI  3.682 LİRA  oldu.

Mutfak  enflasyonunda  son  oniki  aylık  artış  yüzde 12,24.

İŞTE  GERÇEK  GÜNDEM  AMINA  KODUKLARIM

TÜRK  AİLESİNİN  YAŞAM  MALİYETİ  BİR  AYDA  102  LİRA  ARTTI.

Resmi  verilere  göre  Kasım,  Aralık,  Ocak aylarını  kapsayan  Aralık  döneminde  işsizlik  yüzde 10,0 düzeyine  çıktı.

YANİ  ÜLKEMİZDE  7.500.000  KİŞİ  İŞSİZ.

Milli  Eğitim  12 Yıllık  AKP  döneminde  çıkartılan  yasalarla  paralı  bir 

işletme  organizasyonuna  dönüştürülerek  tümden  LAĞVEDİLMİŞTİR.

YARGI  MEKANİZMASI  İŞLEVİNİ  YAPAMAZ  KONUMA  GETİRİLMİŞ,  HUKUK  SİSTEMİNİ  ÇÖKERTİLMİŞTİR.

TSK Ülkenin iç ve dış güvenliğinden, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinden el çektirilmiştir.

Uluslararası düzlemde Türkiye’ye dayatılan rol, petrol ve doğal gaz boru hatlarının güvenliğini sağlamaktır. Buna bağlı olarak, Türk Ordusu’ndan ABD’nin bölge polisi olması istenmektedir. Mehmetçik ABD çıkarları uğruna kriz bölgelerindeki savaşlara sürülmektedir.

CUM­HU­Rİ­YET  DÖ­NE­MİN­DE  MİL­LE­TİN  ÖDE­Dİ­Ğİ  VER­Gİ­LER­LE  YA­PI­LAN  TE­SİS­LE­R,  KANBEDELİ  KAZANIMIMIZ  OLAN  TOPRAKLARIMIZ  YABANCILARA  PEŞKEŞ  ÇEKİLMİŞTİR.

Türkiye ekonomisi, Tarımı, Hayvancılığı, sanayisi Avrupa Birliği ve ABD kapısında çökertme operasyonlarıyla kuşatılmıştır.

Türkiye yeni Sevr proje ve haritalarının elden ele dolaştığı bir dönemden geçmektedir. Büyük Patronların dayatması ve içerideki ihanet odakları eliyle yürütülen, Türk halkını mezheplere, ırkçı gruplara, tarikatlara, cemaatlere bölme operasyonu tamamlanmak üzeredir.

Küresel Çetenin ve içerideki taşeronlarının kasaları dolsun diye, HES’ler, Köprüler, Hava Limanları, AVM’ler yapılırken ülkenin doğası yağmalanarak yok ediliyor.

Daha yüzlerce yakıcı ve yıkıcı sorunla karşı karşıya kalmış olan Türk Halkından sorunun kaynağının, AKP’nin ve onun zihniyetindeki küresel yağmacı çeteye bağımlı, devşirme- güdümlü siyaset anlayışının olduğu sürekli gizleniyor. Emperyalist Batının Türkiye acentesi AKP’nin varlık nedeninin, Atatürkçülüğü, tam bağımsızlığı, antiemperyalist halkçı-devrimci direnci kırmak, onu yok etmek, değerlerini, sembollerini kirletmek, böylece bu değerleri etkisiz kılmak olduğunun üzeri örtülüyor.

Tüm bu olup bitenlerin sorumlusu olarak, Erdoğan ve onun etrafında birkaç mafyanın ve çetenin pis işler yaptığı, devletin bu pisliklerden temizlenmesi gerektiği yönlü bilinç aşılanıyor. Halk, kendi sorunlarına ve giderek kendine yabancılaştırılıyor.

Muhalefet, pislikten, cerahatten, çürümeden kurtuluşun; son 60 yıldır iğdiş edilmiş olan “düzenin” Büyük Patronun eş başkanlığını yürüten Tayyip Erdoğan’ın koyduğu kurallar, belirlediği sınırlar içinde tamiri ile olabileceğine halkı inandırma çaba ve gayreti içindeler.

Erdoğan’ın alaşağı edildiği, ama onun yarattığı tüm siyasal, ekonomik, hukuksal ilişkilerin varlığını devam ettirdiği bir “düzen” dışında, muhalefetin halka önerdiği bir çıkış yolu ve çözüm yoktur.
Yani halka “ Kırk katır mı, kırk satır mı?” kıskacı içinde, bir taşeron grubun yerine bir başka taşeron grubunun seçimi dayatılıyor.

Büyük  Patronlar,  Avrupa  Birliği  ve  ABD’nin  çözüm  önerisi  de, 

“Erdoğan’ın  alaşağı  edildiği,  ama  onun  yarattığı  tüm  siyasal, 

ekonomik,  hukuksal  ilişkilerin  varlığını  devam  ettirdiği  bir 

düzendir.”

Ancak Büyük Patronlar, Avrupa Birliği ve ABD; kendilerini fazlasıyla rahatsız eden Haziran direnişinde, 29 Ekimlerde, 10 Kasımlarda ayağa kalkan toplumsal muhalefeti mutlak bir edilgenlik ve tepkisizliğe mahkûm edebilecek, sistemi tehlikeye düşürmeyecek “en iyi AT’ın ve aracın” peşindeler.

Söylemek   istediğimiz   şudur :

Halkın   kendi   iradesini   dayatmadığı   bir   seçimde,   Erdoğan’ın   kendisi   iktidardan  

uzaklaştırılacak,   “AKP’nin   12 yıllık   iktidarının   taşıyıcı   kolonları”   olma  

görevini   eksiksiz   yerine   getirenlere   ülke   emanet   edilecektir.

Bunun   adı   “Tayyip   Erdoğan’ın   feda   edilerek,  

AKePe’yi   kurtarma   operasyonu”dur.

Oysa Haziran direnişinde, 29 Ekimlerde, 10 Kasımlarda ayağa kalkan halk, Kemalist Cumhuriyet yıkıcılarının tüm kurum ve kişileriyle ve onlar tarafından kurulan halk düşmanı sistemin tümünden kurtulmak istemektedir.

Bu nedenle, Türkiye’nin geleceğini, Büyük Patronlar Avrupa Birliği ve ABD değil, Haziran direnişi, 29 Ekimler, 10 Kasımlar yani halk iradesi belirlemelidir.

Muhalefetin   “AKePe’yi   kurtarma   operasyonu”na   ya

da   “emperyalizmin   at   değiştirme   projesi”ne   asla  

izin   verilmemelidir.

Türkiye’yi  bu  darboğaza,  Kemalist  devrimin  bağımsızlıkçı,  halkçı,  devletçi  ve  aydınlanmacı  özünden  uzaklaştığı/uzaklaştırıldığı  için  sürüklenmiştir.

Öyleyse  çıkış  yolu  da  bellidir  “Kemalist  devrimin  bağımsızlıkçı,  halkçı,  devletçi  ve  aydınlanmacı”  özünü  ödünsüz  savunmak  ve  örgütlenmek.

Yani  Türk  halkı  Kemalizm’i  hatırlar  ve  o  ilkelere  sarılırsa  sıkıştırıldığı  kapandan  kapıyı  kırıp  çıkabilir.

Okumaya devam edin ‘Muhalefet Partilerinin — “AKP’yi Kurtarma Operasyonu” ya da Emperyalizmin — “At Değiştirme Projesi”’

18
Mar
14

18 MART — BUGÜNÜN TÜRKİYE’SİNDE ARTIK ÇOK ACI VERİYOR..!!!

2B  ARAZİSİ

 

Helâllik

Şiirimsi  lâfların  ulaşamadığı  nasırlaşmış  kalplerin,
Sessizce  atmakta  olduğu  günlerdi.
Çıktı  ortaya  tüm  lanet  kokuşmuşluğuyla  bir  deccal  kılıklı
Salyalarının  damladığı  yerleri  kirleterek  konuştu :

“Bana  delikanlı  muhabbeti  yapma…..

Son  delikanlılar  Çanakkale’de  Conk  Bayırı’nda  kaldı..”

Dedi
Sanki  keyifle  kapattı 
kendince  “realist”çi  kirli  ağzını sonra……

………

Eyy..!   delikanlı  çağında
Başını  yar  koynuna  değil  de
Kara  toprağa  koyan,
Yar  koynunu  bilmediğinden
Kendi  kanından  bir  oğul   bir  torun  bile  edinemeden
Gencecik  şehit  düşen
Öz  ve  öz  dedelerimiz
Ne  Çanakkale’de  kaldı  sizlerin  delikanlılık  destanlarınız,
Ne  Sakarya,  ne  Dumlupınar,  ne  Kıbrıs’ta
Ülkemin  aşağı  ucundaysa
Yar  koynuna  baş  koymamış
Delikanlı  kanı  akmakta  hâlâ.
Delikanlılık  ölmedi  daha  bu  topraklarda
Son  delikanlı  da  asla  ölmeyecek

Bu  toprağa  kem  bakanlara  inat

Eyy  şehit  dedelerimiz  kalkınız,

Taze  şehitlerimiz  sizler  de  kalkınız

Kalkınız  bir  yattığınız  yerden  de

Hele  bir  hakkınızı  helâl  ediniz…

Tevfik  KAYMAZ

18  MART

http://www.bobiler.org/ks.asp?id=6087

18
Mar
14

‘GERÇEK’ — İnanılması en zor seçenek(tir)..!!!

“Çalışmadan,  yorulmadan,  öğrenmeden,  rahat yaşama 

yollarını  aramayı  alışkanlık  haline  getirmiş  milletler, 

evvelâ  haysiyetlerini,  sonra  hürriyetlerini  ve  daha 

sonra  istiklâllerini  kaybetmeye  mahkûmdurlar…”

“Hangi  istiklâl  vardır  ki,  ecnebilerin  nasihatleri  ile, 

ecnebilerin  planlarıyla  yükselebilsin ?

.

Tarih böyle  bir  olayı

.

kaydetmemiştir…”

.

Yukarıdaki   sözleri   kimin   söylediğini   bilen,   ama   AKePe’nin   dış   güçler   tarafından 

düşürülüp  ve  sırf  Türk  Milletine  iyilik  olsun  diye  bu  ülkeyi  mutluluk  ve  refah  içinde 

daha   iyi   bir   seviyeye   getirebilecek   bir   iktidara   müsamaha   gösterileceğini   hâlâ 

zanned(ebil)en  ve  yayılmacı   gâvurun   icazetiyle  “TAM   BAĞIMSIZ    TÜRKİYE”   ilkesini

ayaklar   altına   alıp   işlerin   düzeleceğini   sanan   safsalak   dangalaklara,   aşağıdaki

yazıyı   ithaf   ediyorum…

ORTALAMA  BEYNİ  OLANLAR  ASLINDA  HERŞEYİN  FARKINDALAR

Bazen  olur  böyle  şeyler;  bazen,  bir  kavganın  içinde  sanırsınız  kendinizi,  düşmanınız  bellidir..  bellidir  de;  siz  yumruğu  hep  sizden  yana  görünenden  yersiniz  ve  buna  bir  türlü  anlam  veremezsiniz !

toz  konduramazsınız..  yumruğu  yedikçe  en  yakınınızdan,  inanasınız  gelmez;  şüpheniz  kendinizden  yana  döner..

çünkü   gerçek;   inanılması   en   zor   seçenektir !

Tıpkı  2013  yılı  ve  2014  başları  ve  devamında  olduğu – olacağı  gibi..

tıpkı  ‘bugün’  olduğu  gibi..

Sitem  ediyor  bazı  dostlar  ‘neden  daha  sık  yazmıyorsun’  diye..

oysa a paçık  ortada  olan  bir  ‘gerçek’liği  görmezden  gelip , inanılası  ‘yalan’ların  peşinden  gidenlere  neyi  anlatacaksın  ki..

insan  sevgisinden  dem  vuranların  ‘iki  yüzlülüğü’   ayan – beyan’  ortada  iken,  küçük  bir  ‘insan  ölüsü’  üzerinden  neyin  eleştirisini  yapacaksın  ki;  çakallar  etrafını  sarmışken..

Halen  daha  mevzudan  habersiz  olan  ‘haberci’ler  varken..

halen  daha  mevzunun  ve  düşmanın  tek  başına  ‘tayyip’  olduğunu  sananlar  varken..

kime  neyi  anlatacaksın !..

Tekrara düşüyormuşum yazarken; peki seksen yıldır aynı ‘tezgah’a düşen akıllılara; tekrara düşmeden, neyi-nasıl anlatacağız..

hâlen  daha,  ‘milyon dolarlık’  “Atatürkçü”lerden  medet

umanlar   varken..

halen  daha,  AKePe’yi  yaratan  sürecin  baş  kahramanlarını  kendilerinden  sananlar  varken..

halen daha, okuduğu eleştiride kendisini görüp, kendi öz-eleştirisini yapmadan saldırıya geçenler varken..

halen daha, referans noktasını en başından yanlış alanların, ‘doğru’yu bulmaktan çok uzak olduğu ortada iken..

kime,  neyi  anlatacaksın..

Ulusalcı geçinen yeni medyanın, ‘son dönem’ olaylarıyla ilgili yorumlarına dikkat ediniz ve yaratılmak istenen kaosun içersine nasıl davet edildiğinizi görünüz..

İtiraz  edenlere  cevap  hazır :  “Tayyip  giderse  her  şey  düzelir”..

İşte   ‘Son   dönem’in   en   büyük   yalanı   budur !

Çünkü   Tayyip’in   ipini   çekenlerin   planı   bu   değildir  

ve  yerine  ‘ondan’  daha  iyi  bir  alternatif  kesinlikle 

getirmeyecekleri,  aklı  başında  olanlar  için  aşikârdır !

ama  Atatürkçü  geçinen  ya  da  bilinen ‘ yeni  medya’  böyle  düşünmüyor ; attıkları 

‘manşet’ler,  evet  tayyip’in  karşısında;  ancak  asıl  şifre  burada : Kılıçdaroğlu’nun  son 

USA  ziyaretinden  sonra  uygulamaya  giren  planın  deşifresi  yönünde  hiç  bir  ‘ipucu’ 

yok!..

Sahipsiz  ‘vatansever’ler,  ‘yok  edici’  yeni  planın  içersinde  figüre  edilmekte..

Ne hikmetse yanlışlıkla vurulanların pek çoğu, nedense hep ‘Alevi’ yurttaşlarımızdan olmaktadır.. sonsuz ve değişmez taktik; sizce gerçek bir Alevi bunu görmüyor mu!

bu denli açık olan provokasyonu görmeyen, halkına anlatmayan ve yaratılmak istenen ‘kaos’ ortamından; partisel ya da şahsi çıkar peşinde koşan ‘ulusalcı’ ya da ‘milliyetçi’ aydın ve de medyanın okurlarına neyi anlatacağız..

her şey bu denli ap-açık ortada iken.. ve bu kesim ülkenin ‘aydın’ kesimi olarak adlandırılırken.. o ismi onlara kim verdi bilmiyorum; bildiğim bir şey var; o da, ‘aydın’lığın ‘biat’ kültüründen ayrıldığıyla alakalı olduğudur!

Karşı tarafın eleştirisini ‘sosyolog’ edasıyla yapanların, iş öz-eleştiriye geldiğinde; kaplan kesildiğini pek çoğumuz görmekteyiz.. Dinle aldatılanları çok iyi tahlil eden bir Atatürkçü, çoğu zaman kendisinin neyle aldatıldığından habersizdir; ki hatırlattığımızda, bizi de düşman saflarına katmaktan hiç çekinmeyecek kadar da fütursuzdur!..

çünkü ‘o’nun için ‘gerçek’, inanılması güç derecede ortada ve açıktadır; inandığı yalanı kaybederse kendisini ‘çıplak’ hissedecektir!..

Çünkü  ‘gerçek’,  inanılması  en  zor  seçenektir !..

Okumaya devam edin ‘‘GERÇEK’ — İnanılması en zor seçenek(tir)..!!!’

17
Mar
14

YERSEN YARRAA(R) — YEMEZSEN “YARA”MAZ..!!!

“YERSEN” — ÇOCUĞUNUN   GELECEĞİNİ   YERSİN…

YEMEZSEN — “SİSTEM”İN   AMINA  KOYARSIN..!!!

*    *     *     *    *    *    *    *    *

Tanrımıza   hamdolsun,

“Sistem”iniz   kahrolsun..!!!

:

— AFİYET  OLSUN..!!!

…………………………………………………




İstatistikler

  • 2.406.126 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Mart 2014
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

En fazla oylananlar