Kahpe olur çakalların ENİĞİ.
Türkiye terör üzerinden kıskaca alınıyor, tehdit ediliyor.
Eski savaşlar yüz yüze olurdu.
Ülkeler kendi orduları, kendi komutanları ile çıkardı savaş meydanına.
Karşında kim olduğunu bilirdin.
Şimdi hedef ülkelere sapıklardan, uyuşturucu müptelalarından, suç makinelerinden, ruh hastalarından, radikal dincilerden derlenmiş teröristler sürülüyor.
Terör örgütlerinin arkasında tek ülke olmuyor, ülkeler oluyor. Terör örgütleri istihbarat örgütlerince kiralık katil olarak ta kullanılabiliyor.
Karayılan tehdit etti.
Bebek katili emir verdi.
Ayn El – Arab bahane edilerek yüzleri örtülü, etek giymiş kahpeler şehirlerimizi yaktı, yıktı, talan etti, cinayet işledi.
Kahpe olur çakalların ENİĞİ.
Deşifre edilen Oslo görüşmelerinde MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in masaya oturdukları PKK’lı muhataplarına(!) söylediği;
“Metropolleri ağır silahlarla doldurdunuz” açıklamasındaki silahlar ortaya çıktı.
PKK taşeron bir terör örgütüdür. Yüzlerinde poşu, yüzlerini açamayacak kadar kahpe, etek giyecek kadar korkak, namert çakal sürüsü… Küreci, kandan-candan beslenen şirketlerin taşeronu PKK, KCK ve kravatlı kahpeleri biliyoruz da… Üstü örtülen, uykuda bekletilen IŞİD muadili 100 bin hazır kuvvet katili kimse konuşmuyor. (Kaynağım resmi bir yetkili olup, ismi bende saklıdır.)
Yanlış OKUMADINIZ!!. Türkiye’de hazır kuvvet bekleyen, emniyet istihbarat raporları ile tespit edilmiş IŞİD ve IŞİD benzeri 100 bin Türk vatandaşı katil bir talimatla harekete geçirilebilir.
Yalova’da IŞİD’e katılmış bir sapığın ; ayaktan ihtiyaç giderdi diye
“kâfir olmakla suçladığı” babasını öldürdüğünü biliyor musunuz ?
Ülkenin tepesine oturtulan şahsın kızı Esra Albayrak Erdoğan Hizbul Tahrir (Saraçhane’de “Kahrolsun demokrasi” diyen) ile beraber Mısır aleyhinde, Mursi işareti ile birlikte gösteriye katıldı.
Uyuşturucu tüccarı Hikmetyar’ın dizinin dibinden kalkanlar, ülkeyi Afganistan yapma yolunda hızla ilerliyor. İçki ve sigaraya yasak getirip ülkeyi uyuşturucu cenneti haline getirdiler. Tıpkı Hikmetyar’ın ülkesi Afganistan gibi…
Din öğretiyoruz diyerek ayetlerin manası öğretilmeden Arapça ayet okutularak “kendini dindar sanan” radikal kindar dinciler üretildi. AK çete meclisi ele geçirdiğinde 8 yaşında olan bir Türk vatandaşı bugün 20 yaşında. Siyasal İslamcıların din ve mezhep üzerinden sürdürdükleri Ortadoğu politikaları, Türkiye’yi radikal İslamcıların merkezlerinden biri haline getirdi. Bu bataklık Türkiye’yi Afganistan olma sürecine sokuyor.
Türkiye’nin geldiği nokta aslında bir sonuçtur. Osmanlı’nın neden yıkıldığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hangi şartlarda kurulduğundan bi haber olan ucuz siyasetçiler, oy uğruna tarikat ve cemaatlere göz yumdular, beslediler. Tarikat şeyhlerinin ayaklarına gittiler, oy dilendiler.
Ne yazmıştı Toynbee ?
“Güney Müslümanlığı bizim için tehlike olmaktan çıktı. Bir şeyh satın alır, bütün ülkeyi yönetirsin. Bizler için tehlikeli olan Kuzey Müslümanlığıdır. İstanbul Buhara hattı Müslümanlığı bilimle barışıktır. Her zaman Atatürk gibi bir asi çıkarma ihtimali vardır. Önlemi şimdiden alınmalıdır.”
Toynbee’nin uyarısı dikkate alınmış olmalı ki, T.C. Devleti aydınlık, aklın ve ahlakın hakim olduğu nesiller yetiştirmek yerine;
Şeyh Saitler, Derviş Mehmetler, Şeyh Halidler yetiştirmiş. ABD raporlarında “Türkiye’de din tehlike olmaktan çıktı” diye yayınlandığı tarih Ocak 2007’dir…
Onlar için tehlike olmaktan çıkan din, Türkiye için öldürücü bir silah haline getirilmiştir. Referandumda telefonlara sarılıp “evet” oyu verilmesini isteyen şeyh kılıklı cübbeli soytarılar işlerini iyi yapıyor. Tıpkı “Yunan askeri bizim için tehlikeli değildir, Kemal’in askerleri düşmandır” diye fetva veren dedeleri gibi; İngiliz, İsrail, Amerika’nın koynundan çıkıp T.C. Devletine karşı savaşmaya devam ediyor. Güneydoğu’da kadro verilen binlerce Mele’nin neler ürettiğini, neler öğrettiğini henüz bilmiyoruz.
Türkiye yabancı ajan cenneti bir ülkedir.
Geçmişte yaşadığımız Sivas-Çorum-K. Maraş olaylarını hatırlarsak, ülkemizde neler olabileceğini tahmin etmek zor değildir.
Peki ne yapalım ?
12 Eylül 2013 tarihli, “Gençlerimize Sesleniyorum” başlıklı yazımı yeniden okumanızı öneriyorum.
http://www.zahideucar.com/index.php?option=com_content&view=article&id=238%3Agenclerimize-sesleniyorum&catid=1%3Ayeni-makaleler&Itemid=5
Bu ülkede bir genç kıyımına daha müsaade edemeyiz. Ülkücü gençlik özellikle sokağa çekiliyor. Belli ki bir gençlik kıyımı hesaplanıyor.
Ülkede olanlar tahammül etme sınırını çoktan geçti.
Vatanımızı korumak hepimizin boynuna borçtur.
Namus borcudur!!.
Yalnız vatan bizleri karanlık sokaklara çekerek avlamak isteyenlerin oyununa alet olarak korunmaz.
KO – RU – NA – MAZ !!.
Efendileri varken, eniklerinin önüne çıkıp kimse AV OLMAYACAK!!.
Küresel çete ve işbirlikçilerinin kurduğu sahnede gönüllü oyuncu olmayın.
Önce bu millete yaşatılanların gerçek sorumlularını tespit edelim:
1 – BOP Eş Başkanı olan şahıs, yabancı bir devletten görev alarak Türkiye’yi de içine alan 22 ülkeyi bölmeyi kabul etmiştir. Yani, bir numaralı sorumlu şahıs bellidir.
2 – BOP çerçevesinde PKK yeniden yaşama döndürülmüş, beslenmiş, büyütülmüştür. Belli bir bölge ile sınırlı olan PKK terörünün bütün ülkeye yayılmasına göz yumulmuştur.
Göz yumanlar ;
AKP, MİT, Genel Kurmay Başkanları ve Kuvvet Komutanları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve uyumlu muhalefet başkanları.
Dolayısı ile kime, kimlere, hangi kurumlara tepki konacağı bellidir.
Bu arada meslek örgütleri ellerini taşın altına koymalıdır.
Bebek katili örgütünü içeriden yönetiyor mu ?
Yönetiyor.
Verdiği talimatlar nedeniyle yapılan saldırı ve ölüm vakalarında, maddi ve manevi
kayıplar için sorumlular hakkında azmettirme, suça ortak olma, cinayete yardım ve
yataklıktan dava açılmalıdır.
Baro bu konular hakkında bir birim oluşturmalıdır.
PKK’yı muhatap alıp ülkeye yayanlar, metropollerin
ağır silahlar ile doldurulduğu bilindiği halde buna
engel olmayan isimler hakkında suç duyurusu
yapılmalıdır.
Mağdur olanlar dava açmalıdır.
Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar, Genelkurmay Başkanlığı ve parti Genel Merkezleri önünde eylemler yapılmalıdır.
Ülkeyi bu hale getirenlere yasalar çerçevesinde
Türkiye dar edilmelidir.
Güneydoğu’nun maddi yükü işçi – köylü – küçük esnaf ve memurun üzerine yıkılmıştır.
Libya’daki muhalif kılıflı işbirlikçilere Devit-off bavulla para dağıttı.
Irak-Suriye üzerinden “Türkmen hariç” gelen sığınmacıların yükü işçi-köylü-memur-küçük esnafın üzerine yıkıldı. IŞİD, ÖSO, Libya’dan Suriye, Irak’a kadar işbirliği yaptıkları teröristleri tedavi ettiren, ameliyat masraflarını halkın sırtına saran AKP çetesi, yıllarca sağlık sigortası ödeyen Türk halkının TEDAVİ HAKKINI GASP ETMEKTEDİR.
Sığınmacı diye ülkeye soktukları Arap’ların İstanbul’da dört yıldızlı otellerde misafir edildiği ve AK çetenin otel masraflarını bize ödettiğini biliyor musunuz?
Türkiye yolgeçen hanına dönmüştür.
Bu kepazeliklere yasal çerçeve içinde tepki verilmezse, Türkiye sadece parçalanmayacak, terör üreten bir ülke haline gelecek.
İtin, uğursuzun, kahpenin, sapığın doldurulduğu ülkemizde;
Dünyanın en çok ajan barındıran ülkesi olduğumuzu da göz önüne alırsak, ülkenin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu anlayabilmek zor değildir.
IŞİD ve IŞİD benzeri yüz bin Türk vatandaşı ruh hastasının var olduğunu bilmek, her Türk vatandaşını çok çok düşündürmelidir.
Sözü bağlarsak;
Karanlık sokaklarda av olmayın.
Polis – askerin görevine talip olmayın.
Yalnız…
Şunu da kesinlikle untmayın ki,
Okumaya devam edin ‘Türkiye Gerçeği’
Son Yorumlar