Bu dönem kraldan çok kralcı olan taharet memuru gaz-teciler işi öyle abarttılar ki, birinin yaptığı yalakalık Akşener’e çarpınca, sahipleri Akşener’i aramak zorunda kaldı.
Bu ezik taharet memurları, ezikliklerini kanal kanal gezerek tatmin ederken, topladığı konsomasyon ile de cüzdanını şişiriyor.
Ahlâk mı..??!!!
O da nedir (!) ?
Yenilir – içilir mi (!) ?
Banka hesaplarını şişirir mi ( !) ?
Iıh mı (!)?
O zaman geçeceksin…
Bunlar için atmasyon, iftira, yalan olmazsa olmazlardır.
Yalan, kurgu, iftira, tuzak kurmak bunların amentüsü haline gelmiştir.
On parmaklarında on kara mevcuttur.
Fox Tv’de izlediğim Meral Akşener, kendini Müslüman olarak tanımlayan kanal sahiplerine; “bu iftiranın dindeki karşılığı nedir?” diye soruyor.
Ben size söyleyeyim Meral Hanım:
“Namuslu bir kadını cinsel ahlâksızlıkla suçlayan kişinin 100 yıllık ibadeti gider.” (İslam Alimleri)
Bunlar sizi de kendileri gibi sanmıştır.
Malum, Bahçelievler Belediye Başkanının gelini, gezi eylemleri sırasında 70-100 arası üstü çıplak, elleri deri eldivenli adamın kendisini taciz ettiğini, üzerine işediğini söylemiştir(!)..
Erdoğan meydanlarda; “başörtülü bacıma saldırdılar” diye bas bas bağırdı.
Kaseti var dediler — yok çıktı.
Tabii yalan olduğu da 9 ay sonra kesinleşti.
Gördüğünüz gibi; genç bir kadın, üstelik bebeği olan genç bir kadın, fantazileri üzerinden seçim meydanlarında birilerine malzeme olmakta bir sakınca görmüyor. Seçim meydanlarında sakız gibi çiğnenen bu yalandan kadının eşi, kendi ailesi, kayınpederi de rahatsız olmuyor… Peki Meral Hanım;
Böyle bir eşe, aileye, siyasi ikbal için gelininin siyaset malzemesi yapılarak kadınlığının kullanılmasına ses çıkarmayan kayınpedere Anadolu’da ne ad verilir hiç düşündünüz mü? Cevabı biliyorsunuz.
Kendi namusuna sahip çıkmayan, namusunu malzeme yaptıran insanlardan mı sizi anlamasını bekliyorsunuz? Onlar yıllardır aynaya bakıp, aynada gördükleri surat üzerinden başkalarını değerlendiriyor… Anladınız siz onu(!)..
Bir Hikaye; Kıssadan Hisse…
Havuz medyasının yandaş – yalakadaş – oynak – fırıldak yazarımsı sülükleri bana bir fıkrayı hatırlattı:
Yıllar önce Almanya’ya giden kasabalı Kaya, alafranga tuvaleti ilk defa görür. Almanya’da samimiyet kurduğu Alman’ı Türkiye’ye kasabasına davet eder. Bir gün Alman arkadaşından mektup alır. Arkadaşı Türkiye’ye gelip misafiri olacaktır. Kaya’yı bir düşüncedir alır. Evde alaturka tuvalet vardır. Üstelik tuvalet alttan yarı açık, tahta üzerinden evin arkasında bir çukura bağlıdır. Alman’ı bu tuvalete nasıl götüreceğini düşünürken aklına bir cinlik gelir. Hemen bir adam bulur. Alman tuvalete oturup işi bitirince, atta bir yere yerleştireceği adam görünmeden alttan Alman’ı taharet edecektir. Alman gelir, misafirliği süresince para ile kiralanan adam alttan otomatik bir sistem gibi Alman’ı temizler. Alman; “böyle bir sistemi biz bile geliştiremedik. Üstelik bu tuvaletler ilk görünüşte ilkel gibi duruyor” diye düşünüp şaşırır…
Havuz medyasının taharet memurları da aldıkları paraların ve adam(!) yerine konduğunu sanmanın karşılığını vermek için, “ha babam-de babam” diyerek efendilerinin taharetini yapıyor. Yaparken de, sağa-sola bok sıçratmaları kaçınılmaz oluyor(!)..
Ne İş LAN Ertuğrul..??!!!
2006 yılının başıydı.
Erdoğan Mersin’e gitti. Çiftçi Kemal Öncel Erdoğan’ı protesto etti.
Erdoğan Çiftçiye;
“-Artistlik yapma, terbiyesizlik yapma lan” dedi.
“İki senedir anamızı ağlıyor Sayın Başbakanım” diyen çiftçiye Erdoğan;
“-Ananı da al git” demiştir.
O dönem Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve aynı zamanda köşe yazarı olan Ertuğrul Özkök, Erdoğan’ın bu çirkin hitabını nasıl taharet yaparak temizleme işlemi yapmıştı biliyor musunuz ?
“Başbakanımıza da böyle konuşmak yakışıyor” diye yazmıştır.
O yazı ve aynı mealde yazan diğer yazarcıkları da kast ederek;
“-Mademki bu hitabı çok beğendiniz, ben de hepinize birden LAN diyorum lan!!” diye bir yazı yazmıştım.
İşte o Ertuğrul Özkök yalakalık uğruna hacı oldu, sakal bile bıraktı.
Bir zamanlar Aydın Doğan’ın iş bağlama işlerini yaptığı söylenirdi.
28 Şubat döneminde önemli roller üstlendiler.
28 Şubat sürecinde irtica örtüsüyle biraz tüylenmeye başlayan Anadolu sermayesi bitirildi.
Ordu ile halkın arası açıldı.
Bankalar soyuldu. Zıddı üzerinden AKP’nin doğuşuna hizmet edildi.
AKP bir 28 Şubat ürünüdür.
İşte o Ertuğrul Özkök şimdi Erdoğan’ı eleştiren bir yazı yazdı.
Hürriyet Gazetesi “derin devletin” amiral gemisidir (gerçek şu ki bizdeki derin dediğimiz devlet, emperyalist ülkelerin kontrolündeki gayri milli güçlerdir) .
Çetin Emeç’in öldürülmesiyle ele geçirilmiştir.
O derin ve karanlık güçlerin istediği gündemi belirlemek ve gerekli yerlere gerekli mesajı vermek üzere ele geçirilmiştir.
Dolayısı ile, “Lan Ertuğrul” oralardan işaret gelmeden Erdoğan’ı eleştiren bir yazı yazamaz.
Son Yorumlar