15 Mayıs 1919 emperyalistlerin gönderdikleri Yunan Ordusu’na ilk kurşunu İzmir’de Kuvayı Milliyeci Hasan Tahsin atmıştır. Son kurşun ise 9 Eylül 1922’de Mustafa Kemal’in askerlerinin, işgalcileri kovarken aynı yerde attıkları kurşundur. Bu zaman dilimini, emperyaliste atılan ilk ve son kurşun arasındaki süreci, çok iyi değerlendirmek gerekir.
Misak-i Milli hudutları içinde milli kuvvetler Anadolu’da çoban fenerleri gibi ışık vermeye başlarken, direnç odakları oluşturulurken Bandırma Vapuru’nda bir düşün sistemi “siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel” boyutlarıyla, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmıştı. “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” diyen bu sistemin önderi Mustafa Kemal’di.
Çanakkale’de ulusal devlet örgütlenmesinin emperyalistlere karşı örneğini veren, beyinsel, yüreksel, eylemsel tüm gücüyle tarihin ve halkının labaratuvarlarında yetişen en büyük Kuvayi Milliyeci, emperyalizme karşı, mücadele bayrağını açmış, Anadolu İhtilali’ni başlatmıştır.
O, yalnız asker değil, siyasal doktrinleri, Batı emperyalizmini, kendi ulusunun değerlerini çok iyi bilen ve aynı zamanda da bir sosyologtur. Ülkesinin destanlarını inceleyen, Anadolu ve Akdeniz uygarlıklarının temellerine inen bir tarihçi, Batı’nın saldırganlığını, Doğu’nun düşüncesini ve bunun nedenlerini inceleyen devlet adamı olarak bu iki anlayıştan ulusunun ve dünyanın mazlum milletlerinin kurtuluşlarının, ulusal direnç ile olacağını kabul ediyor, aklı ve bilimi insanlığın çağdaşlaşmasının yol haritası olarak görüyordu.
Mustafa Kema1, emperyalizmin sözcülerinden Lord Curzon’un “Türkler Avrupadan atılmalıdır.” Amerikalı senatör Lotge’un, “İstanbul Türklerden alınmalıdır”, “Bu veba tohumu, harblerin yaratıcısı, komşuları için bir küfür olan Türkler Avrupa’dan silinmelidir.” sözlerindeki temel düşünceleri ve olguları bildiği gibi, saldırganların yerli işbirlikçileri olan çıkarcıları dinsel ve etnik gurupların, medyatörlerin, İngiliz Muhipler Cemiyeti’ni, irfan ve cevher yoksunlarının ümmet, misyoner azınlık kültürünün yabancılara hizmet eden kişi ve kuruluşlarını, ülkeyi siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel yönden yozlaştırmayı, çölleştirmeyi hedef edinenleri biliyor ve irdeliyordu.
Okumaya devam edin ‘Ulus – Devlet’
Son Yorumlar