Aralık 2014 için arşiv
YARI AYDIN!. ve sorunsalı..
Bazen anlatmak zorlaşır, en basit şekliyle bile anlatsanız, anlaşılmaz kelimeleriniz.. Karşı tarafın içinde bulunduğu hal.. zaman-mekan ilişkileri, geçim standardı, fikri alt yapısı ve daha pek çok şey belirler, yazar ile okur arasındaki ilişkiyi.. ne derseniz deyin.. ne anlatırsanız anlatın, bu değişmez kuraldır.
Bugüne uyarlayacak olursak, a partili okur, başka anlar.. b partili okur, başka.. ya da geçim derdinde olan ile, pek o sıkıntılarla haşır-neşir olmayanların çok başka mesajlar çıkarması gibi..
Kişinin kiracı iken başka konuşması.. ev sahibi olduğunda başka konuşması gibi bir şey.. yani sorun ‘yazar’ sorunu değildir! ‘yazar’ derken ‘gerçek’ olanlarından bahsediyoruz elbette; yoksa sermayenin kucağına oturup ‘evrenselcilik’ ya da ‘ulusalcılık.. ya da günün modası ‘Atatürkçülük’ oynayanlardan dem vurmuyoruz..
Sorun; insanoğlunun, içinde bulunduğu şartlara göre hal ve tavır belirliyor olması ve çoğu zaman bu belirlemelerin ‘kişisel çıkar’ bağlamında sonuçlanıyor olmasıdır.. ‘fıtrat’ında var, doğasında var.. ya da kanı bozuk, duyarsız, bencil nitelemeleri bunun içindir. Bir sorun olduğunda -misal- elli kişi hep bir ağızdan konuşur; ancak, iş ciddiyete bindiği zaman ‘kişi’ genellikle yalnız kalır.. bırakılır yani..
hayatım boyunca başıma gelen hep bu olmuştur.. şikayetçi değilim elbette…
Bu yüzden kalabalıkların ‘tarih’ belirlediği bir ‘an’, yoktur tarihte.. halk her zaman, zafer yakınken ‘devrim’lerin yanında yer alır.. bu tespitim, kendi kurtuluş savaşımızla da yakından ilgilidir.. fransız ihtilalinin bilinmeyenleri ve de anlatılmayanlarıyla da..
Tarih bilimiyle ilgili ‘pandora’nın kutusu’ açılmış ve gerçek olmayan ne varsa ortaya saçılmıştır.. yani uzun zamandır egemen olan ‘yalan’dır.. ve ‘yalan’ın koruyucusu ‘insan’dır!..
Kendisiyle ilgili adalet anlayışını üst seviyede tutan ve talep eden ‘insan’, kimliğinin belli olmayacağı alanlarda bu talepleri dile getirmez.. ya da üzerinde yeterince durmaz, buna gerek duymaz.. günümüzde sosyal medya denen ‘iki yüzlü’lüğün esareti altında; ‘hayvansever’, ‘duyarlı’ ve de oldukça ‘evrensel’ portre çizenler.. geri kalan günlük hayatında bam-başka birileridir aslında..
Sistem karşıtı ‘yazar’.. ‘sanatçı’.. daha ince tabirle ‘edebiyatçı’, ‘artist’, ‘şarkıcı’ ve daha pek çok üst model; yine sistemin getirdikleriyle haşır-neşir olmaktan.. selfi çekip paylaşmaktan.. paris’te bir akşam yemeği fotoğrafını servis etmekten, imtina duymamaktadır.. ‘hayran’lık denen ucube kültüre esir edilmiş toplum, yine bu ‘tezat’ı yargılamaktan aciz.. yine yanlış yönde ‘kalabalık’ etmekte olduklarından habersizdir.. bana dostlarım arada sorar; ‘sorun nerede?’ diye..
Sorun buradadır!. Sorun; ‘iki-yüzlülük’ ve tam tersi olduğunu iddia etmektir..
Tüm dünya toplumları aslında ‘iki-yüzlüdür’; çünkü ‘insan,’ bendeniz de dahil!. çıkarlarımız işin içine girinceye ve mevzu çıkarlarımızın iptali noktasına gelinceye değin ‘özgürlükçü’ ve ‘çağdaş’.. tersi durum ve sahip olduklarımıza yönelen en yakın tehdit anında ‘faşist’!.. bu belki birilerince çok ağır bir itham olarak algılanacaktır; ve ben eminim ki, bu algıya kapılan kişi ya da kişiler.. tehlike anında gemiyi ilk terk edecek olanlardır..
Azıcık tarih bilgisi olan bunu bilir..
Toplumsal olayları ‘show’ haline getirenler bunlardır.. ve dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu maalesef bu ‘yarı aydın’ ve gerisinden müteşekkildir..
vahim olan budur !..
Yoksa ‘işgal’ sonlandırılır !.
Yoksa sömürgeci zihniyet al-aşağı edilir..
Yoksa emperyal batı tarihe gömülür..
Ve lâkin toplumların büyük bir kalabalığını teşkil eden ve son elli yılın ürünü olan bu ‘yarı aydın’ denen organizma ve türevleri.. ‘göya’ sistemin karşısında durur gibi yaparken; aslında sistemden beslenen soytarılardan başka bir şey değildir !..
“Bana öyle geliyor ki bir ya da iki nesil sonra insanların esareti sevmelerini sağlayan
ilâçlara dayalı bir sistem geliştirilmiş olacak. Böylece tüm toplum acı vermeyen bir
toplama kampına dönüştürülecek ve insanlar özgürlüklerinin ellerinden alınmasından
mutlu olacaklar ; çünkü propaganda ya da ilâç kullanılarak beyinlerinin yıkanması
sonucu insanlar isyan etmeye dair bütün arzularından tamamen arındırılmış hale
gelecekler…”
Aldous HUXLEY – 1959
* * * * * *
“Propagandanın ustaca ve sürekli uygulanması sonucunda insanların cenneti cehennem
veya tam tersi bir şekilde sefil bir hayatı da cennet olarak görmeleri sağlanabilir…”
Adolf HİTLER – 1935
* * * * * *
CHEMTRAILS için hiç bir açıklama yapmayan yetkili ve etkili tüm devlet görevlilerin
anasını, bacısını, yedi sülâlesini cümle âlem siksin..!!!
Bundan kesinlikle bahsetmeyen yazılı, basılı, görsel, sosyal ve daha her ne sikim
medya varsa topunun cehenneme kadar yolu var — korkak, götveren, paraperest
olmanın sonucunu mutlaka görecekler..!!!
* * * * * * * * * * * * * * * *
YA RABBİM..!!!
TOPTAN HELÂKIMIZ VÂCİPSE ; BU SÜRÜNÜN DIŞINDA KALAN,
MEMLEKETİN HÂLİNİ 24 SAAT 365 GÜN DÜŞÜNÜP İLİKLERİNE
KADAR HİSSEDEN VE ÇARESİZLİKTEN KAHROLAN % 1’lik
İNSAN EVLÂTLARINI KAYIR VEYA ONLARI EN SONA BIRAK Kİ
ŞU % 99 MUTLU, RUHSUZ, İNSAN MÜSVEDDESİ, GEREKSİZ
KALABALIK SÜRÜSÜNÜN HELÂKINI DÜNYA GÖZÜYLE GÖRELİM.
SENDEN BAŞKA HİÇ KİMSE VE DE HİÇBİR ŞEY YAR VE
YARDIMCIMIZ OLAMAZ..!!!
Tayyip ‘Gemicik’i sattırdı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakanlığı döneminde ’Gemicik’ diye nitelediği büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan’a ait MB Denizcilik mülkiyetinde bulunan 4 bin 495 DWT taşıma kapasitesine sahip M/V SAFRAN isimli genel kargo gemisi FG Denizcilik Şirketine satıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı MB Denizcilik Şirketi’nin mülkiyetinde bulunan ve 1991 yılında Gemyat Tersanesi’nde inşa edilen, 96 metre boyunda, 14 metre genişliğinde 4 bin 495 DWT taşıma kapasitesine sahip M/V SAFRAN-1 isimli genel kargo gemisi, 1 milyon 100 bin dolara Fahri Göncü’nün sahibi olduğu FG Denizcilik Şirketi’ne satıldı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SATILMASINI İSTEMİŞ
Deniz Haber Ajansı’ndan Recep Canpolat’ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlığı döneminde “Gemicik” olarak nitelediği ve kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan M/V SAFRAN-1 isimli genel kargo gemisinin, “Erdoğan ailesi aleyhine siyasi malzeme olarak kullanıldığı ve aileye zarar verdiği” iddiasıyla elden çıkarılmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ailesinin ortak kararı doğrultusunda M/V SAFRAN-1’in satılması istendiği belirtildi.
FG DENİZCİLİK GEMİYİ SATIN ALARAK İSMİNİ DEĞİŞTİRDİ
Deniz Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre, 27 Kasım 2014 tarihinde FG Denizcilik Şirketi’nin üzerine kaydedilen M/V SAFRAN-1 isimli Türk bayraklı Genel Kargo Gemisinin isminin M/V UMIT G olarak değiştirildiği öğrenildi.
M / V UMIT G’NİN ÖZELLİKLERİ ( ESKİ İSMİ SAFRAN-1 )
Name: Umit G
IMO: 9041124
Flag: Turkey
MMSI: 271000359
Callsign: TCVF
Former name(s):
– Safran 1 (Until 2014 Nov)
– Ahmet Fatoglu (Until 2004 Feb)
Vessel type: General Cargo
Gross tonnage: 2,805 tons
Summer DWT: 4,495 tons
Length: 96 m
Beam: 14 m
Draught: 3 m
Home port: Istanbul
Class society: Nippon Kaiji Kyokai
Build year: 1991
Builder (*): Gemyat Shipyard
Istanbul, Turkey
Owner: FG DENIZCILIK SAN VE TIC AS – Istanbul, Turkey
Son Yorumlar