Son bir haftadır Türk Medyası Libya’dan Türk işçilerinin getirilmesi hadisesini Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Tahliyesi olarak vermektedir.
Evet bir tahliye sürüdürülmekte ve bugün itibariyle 17.000 Türki işçi ve aileleri yurda getirilmiştir.
Evet bu da doğru ve yerinde bir operasyondur.
Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliyesi bu ise, demek ki başka tahliyelerde olmalıdır.
Ama onlardan tık yoktur.
Tık.
Varsa yoksa son sekiz yıl da ne yapıldı ise ‘Cumhuriyet Tarihinin En İyisi’ diye abartarak anlatmak.
Balık hafızalı ve nerede ise kendi tarihini hiç okumamış okudu ise en hafif tabiriyle unutmuş insafsız kalem erbaplarına hatırlatmak lazım gelir:
Neyi ya da Kimi ?
Behiç ERKİN’i tabii ki.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Behi%C3%A7_Erkin
Sevkiyatlardan sorumlu komutan olarak Çanakkale Savaşı’nın kazanılmasında önemli rol oynadı ve Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kahramanlarından birisi oldu. Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk Genel Müdürü 1920-1926 olan Erkin, “Demiryollarının Babası” olarak anılır. 1926-1928 yılları arasında Bayındırlık Bakanı olarak hizmet vermiştir. Bakanlığı sırasında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın fikir babalığını yapmış ve 13 kurucusundan biri olmuş; Cumhuriyet’in ilk Emekli Sandığı’nı kurmuştur.
Atatürk’ün en yakın ve en eski (1907′den itibaren) mesai arkadaşlarındandır ve özel mektuplarla düşüncelerini en açık surette paylaştığı, ülke ve dünya meseleleri üzerinde fikir alışverişinde bulunduğu sayılı kişilerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Demiryolları üzerine Türkçe bir eser yazan ilk ve tek Müslüman Türk’tür.
II. Dünya Savaşı sırasında Paris’te büyükelçilik yaptığı sırada binlerce Türk Yahudisi’ni Nazi zulmünden, yani soykırımdan kurtarması ile ünlüdür.
Kariyerinin son aşamalarında Behiç Erkin önce Budapeşte Büyükelçiliği yaptı (1928-1939). 1939’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Avrupa’daki karışıklığı göz önüne alarak kendisine Almanya ya da Fransa’ya büyükelçilik teklifi sundu. Fransa’yı tercih eden Erkin’in Paris’te göreve başladığı 31 Ağustos 1939 tarihinin ertesi günü Almanya’nın Polonya’yı işgal etmesiyle II. Dünya Savaşı başladı. Birkaç ay sonra görevli bulunduğu Fransa da Nazi işgaline uğramıştı; Yahudiler’in işlerinden çıkartıldıkları, paralarına el konulduğu ve toplama kamplarına sevkedildiği günlerde Behiç Bey, Almanlar’ın bir yabancıya çok ender verdikleri 1. dereceden Demir Haç madalyasının gücünü kullanarak pek çok hayat kurtarmayı başardı.
“Bu kanunları Türk Yahudilerine tatbik edemezsiniz. Çünkü benim ülkemde din, dil ırk ayrımı yoktur. Benim vatandaşlarımın belirli bir kısmına belirli zorunluluklar dayatmak bizim kanunlarımıza aykırıdır” diyerek Naziler’e direnen Behiç Erkin, mesai arkadaşları ile birlikte kendi hayatlarını tehlikeye atarak 20.000′e yakın Türk ve Türk olmayan Yahudiye Türk pasaportu vermiş ve hayatlarını kurtarmıştır
Ayrıca pek çok Yahudi için, Bu ev/işyeri bir Türk’e aittir şeklinde belge hazırlatarak toplama kamplarına gitmekten kurtarmış, gönderilenler ise elçilik ve konsolosluğun insanüstü çabalarıyla bir süre sonra tek tek bu kamplardan geri alınmıştır.
Yahudi asıllı Fransa eski Başbakanı Léon Blum bile Naziler tarafından toplama kampına atılan oğlu için Behiç Bey’e başvuracak ve Behiç Bey bir Fransa Başbakanı’na bile yardım eli uzatacaktır ve Léon Blum’un oğlunu, arkadaşları ile beraber temerküz kampından kurtarılmasını sağlayacaktır. Fransa eski Başbakanı Léon Blum’un Behiç Bey’e teşekkür mektubunun orijinali, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi içindeki İnkilap Tarihi Müzesi’nde saklanmaktadır.
6.000.000 yahudi soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette raylar üzerinde trenlerle Auschwitz’e doğru yol alırken,
Behiç Erkin Türkiye’den getirttiği ya da üzerlerine ay-yıldız astırttığı, “Büyükelçi’nin vagonları” diye anılan trenlere bindirdiği 20.000′e yakın Yahudiyi aynı rayların ters istikametinde, hem de Almanya toprakları üzerinden yaşama, yani Türkiye’ye göndermeyi başarmıştı.
İşte Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonu budur.!!!
Behiç Erkin’in insanlık adına Yahudilere yaptığı yardımların haberi Atlantik’in öbür yakasındaki Amerika’ya dahi ulaşmıştı: 17 Haziran 1943 tarihinde Washington Post Gazetesi’nin başlıklarınından biri şöyleydi “Büyükelçi’nin suçlandığı aktivitelere kuvvetli Nazi engellemesi”.
Fransa Devleti, savaş sonrasında Behiç Erkin’i 1.dereceden Legion D’Honneur madalyası ile onurlandırdı.
Türkiye’deki bazı çevrelerin belli amaçlar güderek bu olayın doğruluğu hakkında insanların kafalarını karıştırmaya çalışmalarına verilebilecek en güzel cevap, Prof. Arnold Reisman’ın yabancı resmi arşivlerden topladığı resmi dokümanlarıi gözler önüne seren akademik çalışması “An Ambassador and a Mensch” kitabı ile aşağıdaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi açıklamalarıdır.
Okumaya devam edin ‘Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Tahliyesi(ymiş)..!!!’
Son Yorumlar