29
Eyl
10

Atatürk ve yarım kalan Misak-ı Millî projesi

Coğrafya  nedir,  kırmızı  çizgiler  mi  yalnızca.

Coğrafya  sahip  olma  değil,  bir  ait  olmadır.

Üsküp,  Manastır,  Varna,  Rusçuk,  Deliorman,  Kırcaali,  Selanik,  Girit,   Kırım,

Akmescit,  Sömbeki,  Sakız,  Rodos,  Batum,  Halep,  Lazkiye,  Bab-ı Limon,  Telafer,

Tuzhurmatı,  Altunköprü,  Kerkük,  Musul  ve  Erbil…

Bunlardan  hangisine  sahibiz  şu  gün ?

Ancak  hepsine  aitiz.

Bu  iller  hala  bizim  coğrafyamız.

Plastik  bir  harita  bizim  değil  diyor  diye,  vaz  mı  geçeceğiz.

Her  haritaya  ‘eyvallah’  diyeydik,  şu  an,  İstanbul’da,

Boğaz’a  kendi  gözlerimizden  bakabilir  miydik ?

Atatürk, Misak-ı Milli sınırlarını belirledikten sonra hedefi olan Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi geri almak için plan yapmış, fakat o arada Cumhuriyet’e karşı ayaklanma başlatan Kürtçü Şeyh Sait, arkasına İngiliz desteğini alarak isyan çıkarmıştır.

İsyanın bastırılması ve isyancıların teslim alınması devleti çok uğraştırmıştır.

Atatürk isyancıların üzerine sert tedbirlerle gitmiş, Diyarbakır’da Şark İstiklal Mahkemesi kurularak Şeyh Sait ve 47 kişi hakkında da ölüm cezası verilmiştir (28 Haziran).

Cezalar, başta Şeyh Sait olmak üzere, ertesi gün infaz edildi.

Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılması Cumhuriyet’in en önemli olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir.

Bu ayaklanmanın arkasında İngiliz emperyalizmi vardır.

İngiltere, Irak bölgesindeki petrol denetimini eline almak için ayaklanmayı desteklemiş ve kışkırtmıştır.

Ayaklanma bastırılmış, isyancılar teslim alınmıştır.

Fakat bu olay Musul, Kerkük ve Süleymaniye’yi almamıza mani olmuştur.

Musul, Kerkük ve Süleymaniye Türkmenlerin yaşadığı şehirlerdir.

Irak’ın kuzeyinde Kürt devleti Barzani yönetimiyle birlikte resmen kurulmuş bulunmaktadır.

Türkmenlerin çoğunluk olarak yaşadığı Kerkük’te ise Kürtler göç yaparak şehrin hâkimiyetini ellerine almak istemektedir.

Kerkük’ü kurmuş oldukları Kürt devletine dâhil edeceklerdir.

AKP 2002 yılında iktidara geldiğinden itibaren ABD’nin Ortadoğu’yu işgal etmesine yardımcı olmuştur.

Tayyip Erdoğan BOP eşbaşkanı olduğunu gururla söyleyerek ABD’nin Ortadoğu temsilcisi olduğunu göstermiştir.

Nitekim 2002′den bugüne baktığımız zaman ABD istekleri koşulsuz şartsız yerine getirilerek sıra Türkiye’nin doğusuna gelmiş bulunmaktadır.

Doğuda  özerklik  ilan  edecek  olan  Kürt  bölücüleri,  Türkiye’nin  batısına  doğru

harekete  geçeceklerdir.

Türk’e  ait  ne  varsa  bölücülerle  gericilerin   elindedir.

Planlı bir program doğrultusunda Türkleri kendi öz vatanından atmak istemektedirler.

AKP  giderayak  Türkiye’de  bir  iç savaş   çıkmasına

sebep  olacaktır.

Türkiye’de Türkler iktidara gelerek, tam bağımsızlıkçı politika izleyerek, Misak-ı Milli sınırlarımızın içerisindeki emperyalistler tarafından işgal edilen topraklarımızın gerçek sahipleri tarafından geri alınması gerekmektedir.

Türkiye öncelikle NATO, Gümrük Birliği, Birleşmiş Milletler, AB, IMF üyeliğinden çıkması gerekmektedir.

Üyesi olduğumuz kurumlar ülkemizi ve ekonomimizi teslim almaktadır.

AB uyum paketi adı altında Misak-ı Milli sınırlarımız tehlikeye girmiştir.

Bu duruma sessiz kalınamaz.

Türk Birliği kurularak başta sömürülen ülkelerle görüşmeler yapılarak, Amerikan emperyalizmini yeryüzünden silebiliriz.

Bunu da Türk Birliği kurarak ve Türkiye gibi sömürülen ülkelerle bir araya gelerek başarabiliriz.

Amerikan emperyalizmi ve kapitalizm yeryüzünden tamamen silinmiş olur.

Atatürk’ün yarım kalan devrimlerini Türk milleti tamamlayacaktır.

Atatürk 1925 yılında engellenen Musul ve Kerkük’ü geri alma idealinden ömrünün sonuna kadar vazgeçmez.

1933 yılında Amerikalı General Mc Arthur ile yaptığı görüşmede de bu düşüncesini dile getirerek. “Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik de sahil Batı Trakya’yı Türkiye Türkiye hudutları içine katacağım.” ifadelerini kullanmıştır.

Kıbrıs’a da hassasiyetle yaklaşan Atatürk “Efendiler, Kıbrıs düşmanın elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz bu da bizim için çok önemlidir.” demiştir.

Türkiye dış etkiler ve yönlendirmeler yüzünden uzun zamandır uzak kaldığı kendi değerlerine, kendi hesap ve kendi projelerine dönmelidir.

Yarım kalan hesaplarını ve projelerini tamamlamalıdır.

Ama tabii ki 85 yıl öncesinde olduğu gibi, öncelik olarak kendisini kurtaracak ve gerçekten bağımsız hale getirecek bir yola girerek yapmalıdır.

Milli Mücadele’yi gerçekleştirenlerin yoluna.

Kamuran ÇAM


2 Yanıt to “Atatürk ve yarım kalan Misak-ı Millî projesi”


  1. 1 damlq
    Kasım 23, 2015, 12:42 am

    Çok super

  2. 2 ATATÜRK
    Ekim 18, 2016, 11:39 pm

    YALAN HABER İÇ SAVAŞ ÇIKACAKMIŞ YOK ABD İŞGALİYMİŞ ERDOĞAN TÜM ABD NİN VE BATININ OYUNUNU BOZDU İLK ÖNCE ONLARIN DESTEĞİNİ ALMASI GEREKİYORDU SONRA NİYETLERİNİ ANLADI VE İPLERİ ELİNE ALDI VE DEDİKLERİNİZ YALANLAR OLMADI BU KADAR PALAVRACILAR SİZİ…


Yorum bırakın


İstatistikler

  • 2.406.204 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Eylül 2010
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930  

En fazla oylananlar