11
Oca
11

“BÜYÜK ABİ” EMRETTİ !!!.. – (21)

Ulus devletlerin kanını emmeye yeminli “Büyük Abi”, Türkiye’nin yakasını bırakmadığı müddetçe, ahtım olsun ben de onun ve işbirlikçilerinin peşini bırakmayacak, gerçek bilgi ve belgelere dayanarak yazmaya devam edeceğim.

Artık ilk senaryosu emperyal patron tarafından 1896′ta ABD Kongresi’nin gizli toplantısında yazılan “İhanet Belgeseli” sesini iyice yükselmiştir.
Bu hain ses devlete açıkça meydan okumaktadır.
Devlet sessiz, CHP sessiz, ADD “izinde”, millet ise “Cumhuriyet Mitingleri” müjdesinin peşinde… Meydanlar boş… Şehitleri mezarlarındaki bayraklar yasta… İktidar ise şimdiden kazanacağını var saydığı 2011 seçimlerinin ardından yeni bir anayasa taslağının hazırlığı ile meşgul
.

Sn. Sefa M. Yürükel’in Türk kamu oyu ile paylaştığı “2011 Türkiye İç Savaş Raporu”ndaki tüm öngörüler tek, tek gerçekleşmektedir.

Zaman, zaman ” oy potansiyeli”ni yükseltmek amacıyla aslan kesilen, hakkında yazı yazanları Silivri’yi işaret ederek tehdit eden Erdoğan, bu kalkışmanın farkında değilmiş gibi davranıp ne bölücülere ne de İmralı’daki hükümlüye ses çıkarmamaktadır.

Bu sefer Sn. Başbakan’ın karşısında ne “Ananı al da git” dediği çiftçi, ne azarladığı yoksul halk, ne de polise coplattığı üniversite öğrencileri vardır.

Bu sefer Erdoğan, Eşbaşkanı olduğu BOP’nin gereği Türkiye’yi bölmekle görevlendirilen, “Büyük Abi”sinin sırtını sıvazladığı bir güruhla karşı, karşıyadır.

Olayları gerçek bilgi ve belgelere dayanarak irdelemenin ve toprak üstündeki uykuya son vermenin zamanıdır. Hatta geç bile kalınmıştır.

Pervin Buldan’ın yerel seçimlerin ardından “Kürdistan’ın sınırlarını çizdik.” Hasip Kaplan’ın ana dillerini kullanma konusunda ” Bu bir sivil başkaldırıdır.” itirafları, devlete isyanın açık göstergesidir.


Ancak kurulacağı var sayılan “Büyük Kürdistan Devleti”nin mimarı sadece bu güruh ve ABD midir?

Bu sorumuzun cevabını yazının ilerleyen bölümlerinde veya bir başka bölümünde birlikte irdeleyeceğiz.

Tarih 11 Aralık 2004… Kanal D televizyonunda katıldığı programda Başbakan Erdoğan Fatih Altaylı’ya Türkiye’nin eyaletlere bölünebileceğini söylemiştir.

9 Temmuz 2005 İlerleme Raporu’nda AB, Güneydoğu’dan “Kürdistan” şeklinde söz etmiş ve “Demokratik Özerklik”i dayatmıştır.

31 Mart 2007 AB’nin parasıyla Dıyarbakır’da Bölge İstinaf Mahkemesi inşa edilmektedir.

“Kalkınma Ajansları” Türkiye’yi tam 26 bölgeye bölmüştür.

İstinaf Mahkemeleri ve Bölge Ajansları ile birlikte CFR kaynaklı iktidar,memorandumda yazılı maddeleri içeren “eyaletleştirme” sözünün oldukça büyük bir kısmını gerçekleştirmiştir.

Prof. Dr. Ömer Dinçer ve Dr. Cevdet Yılmaz, bir bölücü proje olan ” Yerel Yönetimler Reform Tasarısı”nı hazırlamış, bu tasarı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmiştir.

Görüldüğü gibi iktidar ve işbirlikçileri, şahsi çıkarları uğruna Türkiye’yi feda etmekte ve bunun adına da “REFORM” demektedirler.

“Çok önemli bir altı aya giriyoruz. Bu altı ay iyi değerlendirilirse çözüme kapı aralanabilir. Aksi takdirde kimsenin hesaplayamayacağı kadar korkunç bir savaş gelişebilir.”

Yukarıda okuduğunuz satırlar bir uzmanın tavsiyeleri değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tehdit etme cesaretini kendinde görebilen bir hükümlüye aittir. Bu hükümlünün avukatları vasıtasıyla gönderdiği ve bir bakıma iktidar partisine “ültimatom” niteliği taşıyan satırlarını okumaya devam etmemiz gerekmektedir.

“Olumlu gelişmeler olmazsa Haziran’ı beklemem. Mart’ta aradan çekilirim. Önümüzdeki altı ay demokratik çözüm için son şanstır. Aksi takdirde çatışmalar başlar.

Korkunç bir savaş gelişebilir. Ünlü bir tarihçi “Bu dönemlerde ya ölürsün, ya öldürürsün. Gerisi yoktur.” diyor. Çözüm gelişmezse bizi böyle bir dönem bekliyor. Kimin öldürüleceği belli olmaz. Herkes tehlike altındadır. Bu ülkenin Cumhurbaşkan’ı bile ağzında köpüklerle öldü. Çözümsüzlük uzarsa Türkiye’yi böyle tehlikeler bekliyor. Onun için bu örneği veriyorum.”

Mutlaka kızgınlıkla okudunuz Öcalan imzalı Devlet’i hayasızca tehdit eden yukardaki satırları. Ama benim yüreğimi hatta tüm bedenimi öfkeyle sarsmıştır bu “Hayasızca akın”

Ancak aşağıda okuyacağınız ibret vesikası sadece midemi bulandırmamış, beni hiddetin de zirvesine çıkarmıştır.

Şimdi noktası ve virgülüne kadar buram, buram ihanet kokan bu ibret vesikasını birlikte okuyalım.

24-26 Haziran 2008 günlerinde toplanan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye’yi masaya yatırmış ve aşağıdaki kararları almıştır.

1-Türkiye’nin Güneydoğusu Kürdistan’dır.

2-Faşist Türk Ordusu Güneydoğuda işgalcidir ve Kürtleri katletmektedir.

3-Türk askeri Kıbrıs’ta işgalcidir.

4-Türkiye’de azınlıklar sorunu vardır.

Bu dört maddeyi doğrusu kabul eden ve altına imza koyan parlamenterleri tanımak ister misiniz?
1-Mevlüt Çavuşoğlu (AKP Antalya Milletvekili)

2-Ruhi Açıkgöz (AKP Aksaray Milletvekili)

3-Lokman Ayva (AKP İstanbul Milletvekili)

4-Mesude Nursuna Memecan (AKP İstanbul Milletvekili)

5-Özlem Pehlivanoğlu (AKP İstanbul Milletvekili)

6-Mehmet Saygın Tekelioğlu (AKP İzmir Milletvekili)

7-Mustafa Ünal (AKP Karabük Milletvekili)

8-Erol Aslan Cebeci (AKP Sakarya Milletvekili)

Davit Herütanyan, Rafi Povenesyan, Armen Gustavyan isimli üç Ermeni parlamenter ile Andros Kipriyano isimli Kıbrıs Rum kesimi parlamenteri de yukarıdaki dört maddenin tıpkı AKP’li sekiz milletvekili gibi doğruluğunu kabul etmiş ve kararın altını imzalamıştır.,
Türk parlamenterler grubunda yer alan MHP’li Y.Tuğrul Türkeş ve CHP’li Vildan Keleş, AKPM’nin aldığı bu karara şiddetle karşı çıkıp, bunun Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavır almak anlamına geleceğini söyleyince, o dönemde AKPM Başkanı olan Louis Maria de Puig, AKPM’nin böyle bir karar almasını Türk Grubu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun istediğini Y.Tuğrul Türkeş’e söylemiştir.

Bu karara itiraz eden ve imzalamayan milletvekilleri ise, CHP İstanbul Milletvekili Vildan Keleş, Samsun Milletvekili Haluk Koç, MHP Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş, Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu ile Azerbaycan’dan Abbasof ve Alman parlamenter Prof. Dr. Hakkı Keskin’dir.
Ayrıca, AKPM geçici başkanı olan AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, 2010 yılı Ekim ayı başında Strasbourg’da düzenlediği basın toplantısında KCK’ ve PKK’nın talebini dillendirmiştir. Türkiye’nin ana dilde eğitime izin vermesi gerektiğini söylemiştir.

Öcalan ve Çavuşoğlu…. Biri bölücülüğü, katilliği, caniliği tescillenmiş, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı, parçalamayı hedef kabul etmiş kanlı terör örgütünün kurucusu, PKK’ ve KCK’nın onursal başkanı bir mahkum…

Diğeri  ise  TBMM’de  Türkiye  Cumhuriyeti’nin  bölünmez  bütünlüğü  üzerine  namusu  ve

şerefi  üzerine  (!)  yemin  etmiş,  milletin  verdiği  vergilerle  cebini  dolduran  bir

milletvekili…

Ve  bu  kararı  imzalayan  diğer  vekiller…

Aralarında  bir  fark  görüyor  musunuz ?

Tümü  “Büyük  Abi”nin  (orospu)  çocukları…

İhanet beşiğini sallayanlar, CFR’nin tohumu olan iktidarın,”Büyük Abi”nin emirlerini yerine getirmek için gösterdiği çabayı desteklemektedir.

Diğer taraftan o çok büyük Demokratik Kitle Örgütü’nün Genel Başkanı, televizyonda “Anayasa’nın ilk üç maddesi despot ve faşisttir” diyen hain-i muhteremi gülümseyerek dinlemekte, Türkiye’nin başka derdi yokmuş gibi ” Başı açık olmayanlar burs için müracaat etmesin.” demektedir.

“Büyük Abi”, Okyanus ötesinden vahşi kahkahalar atarken, biz de gülelim ağlayacak halimize…


“Büyük Abi” öyle emrediyor.

( sürecek )

Figen ÖZEN


0 Yanıt to ““BÜYÜK ABİ” EMRETTİ !!!.. – (21)”



  1. Yorum Yapın

Yorum bırakın


İstatistikler

  • 2.406.584 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Ocak 2011
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

En fazla oylananlar