19
Oca
13

Üç PKK’lı Kadın Üzerinden Meydan Okuma

PKK’lılar  insan  öldürmeyi  iyi  bilirdi.  (Bİ DAKKA,  Bİ DAKKA – BU  Bİ YERDEN  TANIDIK  GELDİ.)

Bebekleri,  kadınları,  öğretmenleri,  öldürdüler.

Merhamet  duyguları,  insanlık  duyguları  alınmıştı.

Küresel  güçlerin  elinde  ölüm  makinelerine  dönmüşlerdi.

40  Bin  insanın  kanı  damlıyordu  ellerinden.

Bu örgütün üyesi üç kadın yaşadıkları gibi öldüler. Kan denizinde yüzerken, kan denizinde boğuldular.

Küresel şeytanların maşası PKK’lı katiller; eşkıya devletlerden güç aldılar. Korundular, beslendiler.

Uyuşturucu ticareti, insan ticareti, hatta organ ticareti yapıyorlar… Üstelik Kürt çocuklarının organları satılan.

Kaçırdıkları, zorla terör kamplarında tuttukları Kürt çocuklarını en acımasız biçimde infaz ettiler. Bu seri katiller şimdilerde barış güvercinleri olarak pazarlanıyor.

Fransız polisinin araştırmasına göre, 3 örgüt üyesi kadının öldürülmesi örgüt içi infaz.. Hükümet ve destekçileri, görevli basın mensupları üç katil üzerinden Türk Milletine meydan okudu. AKP’li sözde vekil Ensarioğlu’nun hastanesinde Türk Bayrağı indirildi. PKK paçavrası asıldı.

AKP iktidara geldiğinde Öcalan hapse tıkılmış, örgüt dağılma noktasına gelmişti.

Erdoğan Diyarbakır’da sadece Kürt sorunundan bahsetmedi, aynı zamanda Diyarbakır’ı Büyük Ortadoğu Projesinin yıldızı ilan etti.

Kürt sorunu var diyenler “sorun” yaratarak Türk Halkını BOP’a razı etmek istiyordu.

ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’ı işgal etmesi ile PKK’ya yeniden hayat kazandırılmıştı.

AB-D ile iş birliği yapanlar; güve gibi ülkenin bütün değerlerini, kurumlarını kemirdiler, çürüttüler.…

2005 yılında İtalya’dan Türkiye’ye gelen THY uçağındaki dergide Türkiye’nin Güneydoğusunu Kürdistan olarak gösteren harita yayınlandı. Tepki üzerine “sehven” dediler.

Ülkede “sehvenler” dönemi başlamıştı.

Yargı sehven, delil sehven, suç sehven..

Askere ilk operasyon 9 Kasım 2005 yılında Şemdinli’de yapıldı. Bir PKK’lı olan Seferi Yılmaz’ın kitap evi bombalandı. Bu bombalamayı bahane ederek PKK’lılar Şemdinli’yi birbirine kattı. Başbakan’ın ilk ziyaret ettiği yer PKK’lı Seferi Yılmaz’ın Umut kitap eviydi. Eli sıkıldı, sırtı sıvazlandı.

Kimlerin kimlerle yürüyeceği aslında o gün belli olmuştu.

Kimdi  bu   Seferi  Yılmaz ?

15 Ağustos 1984 yılında Şemdinli basıldı. Askerlik Şubesi Başkanı Tuncay Şenerol ve Jandarma Çavuş Sedat Kurum ağır yaralanmış, Astsubay Memiş Arıbaş şehit olmuştu. Bu baskının kılavuzu Seferi Yılmazdı.

Şemdinli tezgahı; Ergenekon, Balyoz gibi davalara gidilen sürecin ilk provasıdır. Erdoğan PKK’lıların isteği üzerine Vali’yi görevden almıştı. 2012 yılına geldiğimizde Güneydoğu illerinde PKK’lıları rahatsız etmeyen, bölgeye uyumlu valilere görev verildiğini öğrendik.

Öldürülen 3 PKK’lı kadından Fidan Doğan’ın babası Hasan Doğan;

“Ey Fransa, demokrasi ve insan hakları bu muydu? Bir insan bir kurşunla ölür, bir insan 4 kurşunla ölmez, kadınların gözleri oyulmaz” buyurmuş(!)..

Oysa PKK’nın öldürme biçimi budur. Daha Serap yakılalı ne kadar oldu? Öğrenci servislerine atılan bombalar ne çabuk unutuldu? İlköğretim okullarını basan PKK’lılar ne çabuk unutuldu? Ulus, Kumrular Sokak ve nicelerini C4’ler ile patlatan PKK’lılar barış güvercini miydi? PKK’lı canilerin Şemdinli’deki kalkışmada bir polis köpeğinin bile gözlerini oyduklarını ne çabuk unuttunuz? Parçalanan bebekler, kurşunlanan öğretmenlerin üzerinde kaç kurşun vardı?

Gözümüze baka baka bir illüzyon yaratıldı. BDP AKP için mayın eşeği görevi yaptı. Toplumun tepki göstereceği netameli konuları normalleştirmek BDP’lilerin göreviydi. Onlar konuştu, AKP siyaseti suçlamalara, iddialara, saldırılara, Türk Devletine meydan okumalarına susarak bölücülüğü suç olmaktan çıkardı. Halk alıştırıldı, tepkisizleştirildi. Ülkeyi bölme projesi böyle yürütüldü.

Etkili  ve  yetkili  olması  gereken  kurum  ve  kişiler  bu  süreçte  gaz  alma  görevi  yaptı.

Basın  sürekli  Kürtçülük  yaptı.   PKK  Kürtlerin  temsilcisi  gibi  gösterildi.   Habur  rezaleti  ile  Kürtlere   adres  olarak  PKK  gösterildi.  Bir  anlamda  Kürtleri  PKK’ya  mecbur  kıldılar.

Şartların  olgunlaştığını  düşünenler;  Öcalan  ile  ülkeyi  bölme  pazarlığı  yapıyor.

Öcalan, yani Artin AgopyanKürtlere hakaretler yağdıran, aşağılayan küresel fahişe… 40 hovardası olan köçek… O ilk katliamına Taşnak Ermeni çetelerine direnen köylere saldırarak başlamıştı. Taşnak çeteleri adına intikam alıyor, haklarını savunduğunu söylediği Kürtleri beşikteki bebeğe kadar öldürtüyordu. Türk Devleti küresel fahişeyi olduğu yerde imha etme kararı alınca paketlenip Türkiye’ye verildi. Artık kurtarılmıştı. Asker katilini askere beklettiler.


Agopyan uyuşturucu ticaretinden yargılanmadı. İnsan kaçakçılığından yargılanmadı. Sadece terör örgütü yönetmekten yargılandı. Şimdi anlıyoruz ki, küresel bir proje olan Öcalan’dan Mandela(özgürlük savaşçısı) çıkarmayı hesap edenler uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi suçların mahkemece siciline işlenmesini engellemiş.

SAVAŞ dursun diyen alçaklar; SAVAŞ kelimesini boşuna kullanmıyor. Çünkü SAVAŞ dediğiniz an, katili savaş esiri durumuna getiriyorsunuz.

Erdoğan mecburiyetlerinin faturasını ödüyor. Kürt kızlarına “sizi özgürleştiriyorum” diyerek tecavüz eden bebek katili “barış güvercini” olarak millete pazarlanıyor.

Engerekler uçamaz zannederdim; Öcalan sever zurna ekibi sayesinde televizyonlarda uçurulmaya başladı bile.

Gelinen noktada milletin önüne konan şudur:

“Yenildik, kanı durdurmak için barış yapmak zorundayız.”

En büyük yalan budur!!.

İhanetlerini bu yalan ile kapatmaya çalışıyorlar.

Arkasındaki 7 düvelin onca desteğine rağmen PKK’nın yenemediği Ordu mensuplarını, PKK’lı gizli tanık işbirliği ile yargıyı kullanarak esir alacaksın,

PKK ile mücadele eden askerleri cezalandıracaksın,

Ordu’yu kışlaya hapsedeceksin,

Orduyu kışlasına hapsedip sadece savunma durumunda bırakacaksın,

Her Ağustos ayı geldiğinde yargıyı kullanarak Orduyu dizayn edeceksin,

İstihbarat toplama yetkisini askerin elinden alıp; PKK’nın hamisi ABD’nin istihbaratına mahkum kılacaksın,

Bütün istihbaratı tek elde topluyorum diyerek ülkenin istihbaratını CİA güdümündeki F tipi gladyoya teslim edeceksin,

Türk Milleti’ne ve milletinin namusu olan Ordusuna savaş açarak PKK ve Barzani’nin elini güçlendireceksin,

Barzani ve PKK’nın paralarına para kattıkları sınır ticaretine göz yumacaksın,

Habur sınır kapısını açık tutarak PKK ve Barzani’nin çıkarını koruyacaksın,

2005 yılından bu yana; “Habur sınır kapısı kapatılsın, Telafer’e ulaşmak, Türkmenleri koruyabilmek için Ovacık sınır kapısı açılsın” denmesine rağmen PKK ve Barzani’yi besleyen Habur sınır kapısını açık tutacaksın,

PKK’yı desteklediği bilinen ülkelere siyasi olarak tepki gösterilmediği gibi, bankalarımızdan tutun, birçok değerli varlıklarımızı satacaksın,

PKK’nın uyuşturucu para trafiğini seyredeceksin,

PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan ülkelerde PKK’lı elebaşlarının cirit atmasına rağmen gerekli girişimleri yapmayacaksın,

PKK’nın paralarının izini sürüp el koymak için bir girişimde bulunmayacaksın!!…

Anlayacağınız değerli okur, PKK’ya bu millet ve ordusu yenilmedi. Yenilmesi de zaten mümkün değildir!!.

PKK’ya;

“AB-D’ye göbeğinden bağlı olan siyasiler, Soros’un 2006 yılında 8 milyon dolar dağıttım dediği yatağa atılan gazeteciler, küresel şeytanlar adına çalışan sivil toplum örgütleri, NATO tezgahından geçen bazı Paşalar” teslim oldu.

Ordusunu;

Tecavüzcü, katil, kadın satıcısı sapıklar ve 33 silahsız Mehmetçiğin katili Şemdin Sakık’ın tanıklığındaki yargı ile esir eden bir hükümet,

Bayrağı indirilirken susan tatlı su milliyetçileri,

Kendi ülkelerinde Kuran parçalanırken geviş getiren Vahhabi-Yezit Müslümanları,

Atatürk ve askerlerini Rum soykırımı yapmakla suçlayan Y-CHP’nin PKK’lı sözde vekili…

Küresel çetenin işbirlikçileri…

Kısacası  asıl  düşman  içeridedir.

Türk   Milleti   tarih   boyunca   dış   düşmana   aman   vermedi.

Türk   Milleti   ne   yazık   ki   iç   düşmanı   tespit   edip  

iç   düşmana   karşı   savaşmayı   hiç   öğrenemedi.

İşte   bu   milletin   asıl   sorunu   budur.

Oysa ;



“Su  uyur  düşman  uyumaz.”

“Mantara  kurt  kökünden  düşer.”

Diyen  de  atalarımızdı.

Şerefli  insanlar  şerefli  insanlarla  masaya  oturur.

Bu  utanç  verici  teslimiyeti  Türk  Milleti  kabul  etmeyecektir !!.

Bu  mübarek  topraklar  o  pisliği  geri  kusacaktır !!!..

YE – Dİ – RE – ME – YE – CEK – Sİ – NİZ..!!!

Zahide  UCAR

http://www.zahideucar.com/index.php?option=com_content&view=article&id=183%3A3-pkkl-kadn-uezerinden-meydan-okuma&catid=1%3Ayeni-makaleler&Itemid=5



İstatistikler

  • 2.406.610 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Ocak 2013
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031  

En fazla oylananlar