14
Kas
09

Şerefname’deki Kürt kimliği etnik kimlik değildir

Prof. Dr. Şener ÜşümezsoyŞerefname’yi  okumak

Şerefname’nin birinci ve ikinci cildi dikkatli okunduğunda tarih felsefesiyle ele alınacak konuların söz konusu olduğu görülecektir. Bu konuların temelini, tarihsel devrim ve etnojenez olguları oluşturur.

Bu iki kavramın açıklamasını yaptıktan sonra Şerefname’yi ele aldığımızda Emir Şeref’in Kürt olarak ileri sürdüğü kavramın etnik bir kavram olmadığı; Ekrad anlamında göçer toplulukların veya ağırlıklı olarak Abbasiler döneminde Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak bölgesinde egemen olan Arap hanedanlarını tanımladığı görülecektir. Burada tarihsel devrim kavramı ve toplumsal gelişmedeki rolü gözardı edildiği için bu beyliklerin tarihsel süreçlerindeki kesintiler atlanarak tarihsel bir süreklilik oluşturma çabasına girilmiştir.

Tarihsel devrim, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Irak bölgesinde her yüzyılda bir yenilenen akınlarla gelişmiş bir süreçtir. Bu süreçte başlangıçta Roma ve Ermeni bölgeleri ve Sasani-Fars bölgesi önce Emeviler sonra Abbasiler tarafından fethedilerek buradaki Roma, Ermeni ve Sasani-Fars devletlerine son verilmiştir. Bunun sonucunda bu bölgede yeni bir Arap etnik gelişimi başlamıştır.

Şerefname

 

Şerefhan
Şerefhan

Şerefhan’da etnik kimlik kavramı yerine Müslüman Kürt kavramı Arapların Ekrad anlamında yer almaktadır. Şerefhan’daki Türkmen, Arap ve Asur
kökenli Kürt kimlikleri Kürtlerin etnik olarak bir kavram olmadığını açıklıkla vurgulamaktadır. Keza Şerefhan’ın kendi ait olduğu Bitlis Beyliği’ni oluşturan Lozikanlar 24 kabile olarak Oğuz Kağan’da anlatılan Türk kabile yapısını sunmaktadır. Bitlis beylerinin kökeni ise Şerefhan’a göre Sasani krallarından gelmektedir
.

Abbasilerin yıkılması sonrası bölgeye gelen Selçuklu Devleti’ne bağlı beylikler, Arap etnojenezini sonlandırarak, Türk etnojenezini başlatmıştır. Bu süreçte Ermeni, Rum ve Fars etnojenezi de Müslüman Arap tarihsel devrimi ile sonlandığı için bu bölgelerde Türk etnojenezi gelişerek, bölgenin Türkiye ismini almasına yol açan bir tarihsel devrim gerçekleşmiştir.

Tarihsel devrimlerde fetheden etnik kimlikler ve onların orduları fethettikleri bölgeyi yeniden yapılandırmışlardır. Bu yeniden yapılandırma, toplumsal üretim tarzını yeniden düzenlemekte, buradaki eski etnik yapıları köleleştirerek egemen etnik yapılarına tabi kılmakta ve o etnik yapının kimliğinde devam eden yeni bir etnojeneze yol açmaktadır.

Bu süreçte Selçuklu fetihleriyle Selçuklu Türkmen beylikleri Arap emirliklerini ve devletçiklerini fethederek Türkleştirmişlerdir.

Şerefhan  Arapları  Kürt  yapıyor

Bunları örneklersek Türkmen Artuk Bey ve Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın oğlu Tutuş, Güneydoğu Anadolu’daki Mervanoğlu Beyliği’ni fethetmiş ve Türkmen kabilelerine tabi kılmıştır. Keza aynı şekilde Mardin ve Cezire bölgesi Selçuklu Devleti’ne tabi Aksungur Bey tarafından fethedilmiştir. Aksungur’un Türkmen yoldaşları olan Bozan Bey Ruha’yı (Urfa), Artuk Bey’in oğulları Ahlat’ı, Yağı Sıgan Antakya’yı fetheden Türkmen beyleridir.

Türkmen Beyleri Atsız ve Çavlı, Halep, Dımaşk (Şam) ve Filistin’i fethederek Mısır’ı Fatımilerin elinden almıştır. Şerefhan’ın Kürt olarak tanımladığı Mirdasiler, Halep Arap Beyliği’nin beyleridir. Bu beylik Kilapoğlu Arap kabilesine dayanmaktadır.

Selçuklu Sultanının oğlu Tutuş, Halep’i fethederek Mirdasi Beyi Nasr’ı iktidardan uzaklaştırmış, daha sonra yerine geçen oğlu Sadr, Selçuklu Türkmen beyleri tarafından yok edilmiştir.

Mirdasiler, tartışmasız bir Arap etnik kimliğine sahip olmalarına rağmen Şerefname’de Kürt kimliğiyle anılmıştır.

Oysa Mirdasoğulları, Halep’i ellerinde tutmak için esas askeri gücünü Türkmen Ahmet Şah ile yaptığı ittifaktan almaktadır. Türkmen Ahmet Şah ise kendi kabilesi dışında Türkmen kabileler federasyonunu oluşturan Maraş, Ilnaçoğulları ve Duduoğulları gibi Türkmen kabilelere dayanmaktadır. Tutuş tarafından Halep’ten sürülen Mirdasiler, Şerefhan’a göre, Eğil Kalesi’ni ele geçirmiştir. Eğil Kalesi’ni ele geçiren Bedir Mirdasi, gerek bu Türkmen aşiretleri gerekse Arap kabileleri sayesinde Eğil’i ele geçirmesine karşılık, Selçuklu emirleri Eğil’i fethderek Pir Bedir Mirdasi’nin Meyyafarikin’e sığınmasına neden olmuşlardır. Meyyafarikin de Türkmen Artuk Bey tarafından fethedilmiş ve bu fetih esnasında Emir Bedir Mirdasi öldürülmüştür. Keza bu çatışma Arap askerleriyle Türkmen askerleri arasında oluşmuştur yani Meyyafarikin Kürtlerin değil Arapların şehridir.

Artuk Bey, Mirdasilerin son kalıntılarını da kılıçtan geçirmiştir. Şerefhan’a göre Halep, Meyyafarikin, Amed ve Mardin gibi Güneydoğu Anadolu’daki Arap beyliklerine tabi bölgelerin tümüyle ele geçirilmiş, yöneticileri de kılıçtan geçirilerek Arap etnojenezini sonlandırılmıştır.

Şerefhan  Türk  Beyliklerini  de  Kürt  yapıyor

Bu beyliklerin Arap kökenleri Şerefhan tarafından açıkça vurgulanmasına rağmen, bunlardan Kürt olarak bahsedilmesi, Şerefhan’daki Kürtlük kavramının etnik bir kavram olmadığının açık bir ifadesidir.

Keza Selçuklu ve Türkmen akınlarının başlaması ve Türkmenlerin buradaki verimli ovalara obalarıyla birlikte yerleşip kendilerine yurt edinmeleri Şerefhan tarafından gözardı edilmiştir.

Emir Şeref tarafından Mirdasilerin devamı olarak Buldukhaniler ve Palu Beyliklerini ileri sürülmesi, tarihsel devamlılığı zorlamak için yapılan bir çarpıtmadır.

Bu çarpıtmaya göre Meyyafarikin’de öldürülen ve kılıçtan geçirilen Mirdasilerin son kalıntılarından Pir Bedir’in hamile karısı bu katliamdan kurtulmuş ve daha sonra bu kadının doğum yapmasıyla “Hanımızı bulduk” anlamına gelen Buldukhaniler ortaya çıkmıştır. Buldukhanilerin Eğil’de ve Palu’da egemenliklerini sürdürdükleri ve Palu’daki beylerinin Emir Timurtaş olduğu vurgulanmıştır.

İsimden de görüldüğü gibi Emir Temurtaş ve Demirtaş bugün Güneydoğu Anadolu’da da sık sık kullanılan tam bir Türk ismidir. Mirdasilere destek olan Türk kabilelerine dayanan ve yöneticileri de Mirdasi Araplarıyla hiçbir ilgisi olmayan yeni kuşak bir Türk hanedanı ortaya çıkmaktadır.

Selçuklu dönemi hanedanı, Şerefhan’ın da belirttiği gibi, Akkoyunlular tarafından ele geçirilmiş ve Akkoyunlu Türkmen Devleti’nin yurdu olmuştur.

Keza Emir Şeref’in Melkişiler olarak tanımladığı Çemişkezek beyleri, kendisinin de açıklıkla ortaya koyduğu gibi, Melikşah’tan türemiş Türk kabileleridir.

Bugün Çemişgezek, Tunceli, Pertek ve Micingert gibi Alevi Türkmenlerin egemen olduğu bölgedeki etnik kökenin Emir Saltuk bin Ali bin Kasım olduğu, yani bizim tarihten bildiğimiz Erzurum yöresindeki Saltukoğulları Beyliği’ni kuran Emir Saltuk olduğu açıkça kabul edilmektedir.

Emir Selçuk’un torunu olan Melikşah bin Muhammed, Anadolu Selçuklu Sultanı Ruknettin Süleyman Şah tarafından öldürülerek Erzeni Rum (Erzurum) fethedilmiştir.

Bugün en geniş Kürt topluluğu olarak ileri sürülen Melkişilerin kökeninin çok açık bir biçimde Türk olduğu Emir Şeref tarafından da kabul edilmesine karşılık bunlara Kürt denmesi, Emir Şeref’in kullandığı Kürtlük kavramının etnik bir kimlik olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Şerefname’de  Çaldıran  Savaşı

Karakoyunlu Harbendelu Aşireti’nin, son Çemişgezek Melkişi Beyi Emir Şeyh Hasan’ı öldürmesi sonrası bu bölge bütünüyle Akkoyunlu devletine geçmiş, Melkişiler Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Bayındırlı Federasyonu’na bağlanmıştır. Yani Türkmen kabileleri yeni devletleri olarak Akkoyunlu Beyliği’ni kabul etmişlerdir.

Akkoyunlu Devleti döneminde Hacı Rüstem Bey Çemişgezek vilayetinin beyi olarak görev yapmıştır. Bölgede iktidarın değişip Akkoyunlu hanedanının Şah İsmail’in eline geçmesi, tarihsel bir olgudur ve bu süreçte Nur Ali, Şah İsmail’in halifesi olarak bu bölgede Hacı Rüstem Bey yerine iktidarı almıştır. Yani iktidar Akkoyunlu beyinden Safevi beyine geçmiştir.

Hacı Rüstem Bey ise Şah İsmail’le birlikte Çaldıran Savaşı’nda Yavuz Sultan Selim’e karşı savaşmıştır. Nur Ali Halife, Melkişilerin önemli liderlerini kılıçtan geçirmiştir. Bu şekilde Melkişi hanedanı birinci darbeyi alarak çöküşe geçmiştir. Akkoyunlu Uzun Hasan’ın korumasına karşılık Şah İsmail’in yönetiminde katliama uğramıştır. Çaldıran Savaşı sonrası ise Yavuz Sultan Selim tarafından Şah İsmail’in yanında yer tuttuğu için Melkişi Beyi Hacı Rüstem ve buna bağlı diğer aileler kılıçtan geçirilmiştir. Çünkü bu aile Sultan Mehmet ile Akkoyunlu Uzun Hasan arasındaki savaşta Akkoyunluların tarafını tutmuştur. Keza bir diğer nedeni ise Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasındaki savaşta Kızılbaşların yanında yer aldıkları için toplu bir katliama uğramışlardır. Bu katliamdan kurtulan veya Emir Şeref tarafından kurtulduğu varsayılan Hacı Rüstem Bey’in oğlu Pir Hüseyin Bey, yeni ailenin kurucusu olmuştur. Bu iddiasıyla ileri çıkan Şerefhan, yine tarihi zorlamaktadır.

Yavuz Sultan Selim ve ondan sonra gelen Sultan Süleyman, Çemişgezek vilayetine bağlı yeni bir yapılandırmaya girmiş ve bu yapılandırma Osmanlıya bağlı bir yeni yapı ortaya çıkarmıştır. Bugünkü Çemişgezek ve Palu gibi Alevi Türkmenlerin kökeni bu tarihçeden türemektedir.

Tarihsel devrim olguları göz önüne alındığında, Selçuklular tarafından tarihten silinen Saltukoğulları Türkmen Beyliği daha sonra Akkoyunlular tarafından kendilerine tabi kılınmış, daha sonra iktidara gelen Şah İsmail bölgeyi yeniden biçimlendirmiş ve Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlı tüm bu bölgede Kızılbaş Alevi unsurları temizleyerek kendine bağımlı bir iktidar oluşturmuştur.

Şerefhan’ın  “Kürt  kimliği”

Burada Türklüğün Kürt olarak yorumlanması olgusunun altını bir daha çizdiğimiz gibi, Şerefhan’da Kürtlük kavramının etnik bir kavram olmadığını göstermektedir. Keza aynı şekilde Halep beyleri Mirdasiler ve onların kabilesi Arap Kilapoğulları ve Ahmet Şah’a dayanan askeri Türkmen kabileleri, Selçuklu Sultanı Tutuş’tan kaçarak Palu ve Eğil yöresine gelerek buralara yerleşmişlerdir. Burada Mirdasi Arap soyunun tümünün kökü kazındığı halde, hamile bir kadından doğan çocukla bu soyu devam ettirilme çabası görülmektedir.

Keza Melkişilerin Yavuz Sultan Selim tarafından tümüyle kılıçtan geçirilmesine karşılık, bu süreçte Irak’da bulunan Pir Hüseyin’in Yavuz Sultan Selim’e biat ederek, burada yeni bir aile oluşturup yeni bir egemenlik oluşturduğu ileri sürülmektedir. Gerçekte ise tarihsel devrim dediğimiz askeri fetihlerden sonra eski egemen iktidar ve bunlara sadık askeri unsurlar, fethedenler tarafından tümüyle kılıçtan geçirilerek soyları kurutulur ve yeni iktidara yeni beylere tabi bir etnojenez başlar. Bu etnojenezde fetheden kabileler, bu bölgeleri yurt edinerek o bölgelerde egemen olur. Yenilen iktidara bağlı eski kabileler ya bu bölgeden sürülür veyahut da fetheden kabilelere tabi alt kabileler olarak köleleşirler. Bu olgu Doğu ve Güneydoğu Anadolu tarihinde başlangıçta da söylediğimiz gibi dramatik süreçlerle yaşanagelmiştir.

İç Anadolu ve Güneybatı Anadolu’daki Elazığ ve Tunceli bölgesindeki “Kürt kimliği”nin Şerefhan tarafından Türk veya Arap kökenli olduğu vurgulanarak, buradaki Kürt kavramının etnik olmadığının altı çizilir.

Tarih  Boyunca  Hakkari’nin  Türklüğü

Aynı olayı Güneydoğu Anadolu’da Bahadinan adıyla bilinen İmadiye hükümdarları bölümünde de görmek mümkündür. İmadiye hükümdarları kendileri Abbasi halifelerine dayandırırlar, Abbas denilen ünlü bir soydan geldiklerini söylerler ve kendilerine Abbasoğulları ismini verirler. Buna karşılık İmadiye Bahidinanların tarihi Şerefhan tarafından daha önce bahsettiğimiz Aksungur Bey’e dayanmaktadır. Aksungur, Sultan Melikşah zamanında, daha önce de vurguladığımız gibi, Anadolu’yu fetheden beylerdendir.

Aksungur Bey’in ölümü sonrası yerine İmadeddin Zengi geçmiştir. İmadeddin Zengi, İmadiye Kalesi’ni yaptığı için bunlara İmadiye ismi verilmektedir. Şerefhan’ın altını çizdiği nokta, 1500’li yıllarda kaleme alındığı göz önünde alındığında, tarihin Selçuklu fethiyle başladığı açıklıkla ortaya çıkmaktadır.

Diğer taraftan Şenbu lakaplı Hakkari hükümdarları kendilerini Abbasi halifelerine bağlamaktadırlar. Şerefhan, Şenbuların tarihini Emir Timur Gürkan’ın Beyazıt Kalesi’ni fethetmesinden sonra başlayan bir süreçle tanımlamaktadır. Timur, Van ve Hakkari yöneticisi İzzetin Şir’i yenerek, bu bölgeleri fethetmiştir. Daha sonra ise Akkoyunlu Uzun Hasan Hakkari bölgesini ele geçirmiştir. Esas olarak Uzun Hasan ile Timurlenk’in politik ve askeri bir ittifakı söz konusudur. Hakkari’yi fetheden Akkoyunlu komutan Sofu Halil ve Arapşah, İzzettin Şir’i öldürmüşler ve Türkmenler adına bölgeyi Dimbilli Aşireti’ne vermişlerdir. Bu süreçte Asurlular, yani Süryani Hıristiyanlar, kendi mübarek günleri Şenbu’da ayaklanarak Dimbillileri öldürmüşlerdir. Bunun sonucunda Hakkari’de, yine Akkoyunlular sonrası Abbasiler bayrağı Şenbular tarafından dalgalandırılmıştır.

Görüldüğü gibi, 15. yüzyılda başlayan Asurlu Süryani isyanıyla iktidara gelen ve Abbasi kökenine vurgu yapan bir yapı ortaya çıkmıştır. Hıristiyan Nasturilerin ağırlıklı olduğu bu yapı da Şerefhan tarafından Kürtler olarak yorumlanmıştır.

Şah İsmail’in bu bölgede egemen olmasıyla bölge tekrar Türkmen beyliğine geçmiştir. Ondan sonra da Yavuz Sultan Selim tarafından yeniden yapılandırılmıştır. Buradaki tarih, ancak bir yüzyıl kadar Şerefhan tarafından tanımlanmıştır. Yani 1400 yılında Timur tarafından fethedilen, daha sonra Akkoyunluların eline geçen ve Asuri İsyanı’yla Asurilerin fethettiği Hakkari, Şah İsmail tarafından tekrar fethedilerek Türk dünyasına geçmiş ve Yavuz Sultan Selim tarafından da Osmanlı devletine tabi kılınmıştır.

Şerefname,  Türk  etnojenezinin  tarihini  anlatmaktadır

Burada görüldüğü gibi, Şerefname’yi etnojenez ve tarihsel devrim perspektifinde etüt ettiğimizde, her tarihsel devrim sürecinde etnik bir kesilme olması tarihsel gelişimin zorunlu olgusudur. Fethedenler, obalarıyla beraber bu verimli coğrafya üzerinde yerleşmekte, yurt edinmektedir. Bu bölgede daha önce egemen olan etniler ya fetheden etnilere tabi olmakta veyahut da bölgeden sürülmekte ve yöneticileri topluca katledilmektedir. Bu tarihin diyalektik sürecidir.

Şerefname’de bu iki olgu es geçilmektedir. Sanki Türkmenler gökten inmiş gibi kendi obaları, karıları, çocukları, koyunları ve atları olmayan hayali askerlerdir. Bu hayali askerler bölgedeki eski Arap kökenli iktidarları tarihten silip, etnik olarak kuruttukları halde, sanki Türkmenler gökten gelmiş ve sonra tekrar göğe gitmiş gibi bir anlayış içinde bir tarihsel felsefe oluşturlmuştur. Fakat Şerefname’deki tarihsel olguları okuduğunuzda, gerek Selçukluların gerekse Artuk ve Saltuk Bey’in; Atsız, Tutuş ve Aksungur’un bu bölgeleri fethi sonrası gelen Türkmenlerin bölgeyi bütünüyle Türkleştirdiği açıkça ortaya çıkmaktadır.

Şerefhan’da etnik kimlik kavramı yerine Müslüman Kürt kavramı Arapların Ekrad anlamında yer almaktadır. Şerefhan’daki Türkmen, Arap ve Asur kökenli Kürt kimlikleri Kürtlerin etnik olarak bir kavram olmadığını açıklıkla vurgulamaktadır. Keza Şerefhan’ın kendi ait olduğu Bitlis Beyliği’ni oluşturan Lozikanlar 24 kabile olarak Oğuz Kağan’da anlatılan Türk kabile yapısını sunmaktadır. Bitlis beylerinin kökeni ise Şerefhan’a göre Sasani krallarından gelmektedir.

Geçen yazılarımızda bahsettiğimiz Akkoyunlular, daha sonra Anadolu’yu ve Irak’ı kontrol eden İlhanlılar, onların devamı olan Sutaylar, Celayirler, Çobanoğulları ve Sulduzlar etnik olarak Doğu Anadolu, İran ve Kuzey Irak’ı yüz elli yıl boyunca fethetmiş Tatar etnileridir. Bunlarla beraber gelen Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmenleri olacak Türkmenler, bölgeye bu süreçte yerleşmişlerdir.

Türk İslam tarihçileri, Tatarları Halife’yi Bağdat’ta öldürdükleri için Türk saymamaktadırlar. Oysa Selçuklu Sultanı Mesut da Halife ordularıyla savaşmış ve Halife’nin ölümüne sebep olmuş ve oğlunu da sürgün etmiştir.

Burada vurgulamak istediğim, Turan’dan gelen İran, Anadolu ve Irak’ı fetheden Selçuklu Türkmenleri, İlhanlı Tatarları, Akkoyunlu Türkmenleri ve Timur Tatarları bütünüyle İran ve Doğu Anadolu’yu Türkleştirirek burada Fars ve Arap etnilerine ait iktidarları tümüyle silmişlerdir. Kürt kavramı Ekrad kavramından farklı olarak Arapça göçebe çoban, dağlı kavramından farklı olarak Oğuz Kağan Destanı’nda geçtiği gibi Kurt, Gurlardan türeme Farslaşmış Türkler için kullanılmaktadır.

Keza Şerefhan’ın da girişte yazdığı Türkistanlı bir Türkmen beyi olan Buğduz Bey, kaba saba tavrıyla Muhammed peygamberin tepkisini çekmiştir ve bu nedenle Kurtların devleti olmamıştır. Buğduz Bey, Oğuz Kağan Destanı’nda Bozoklara ait bir oymak beyidir. Ve dar anlamda yardımcı bir bey olarak hikayede Melikşah’ın yanında bulunmakta, Tuğrul Şah’ın emrinde olmaktadır.

Yani sonuç olarak Emir Şeref Kürtlerin Turan krallarına bağlı bir beylikten geldiğini vurgularken, Akhunların kalıntısı olan Ogurlardan gelmiş olabileceği noktasına ışık tutmaktadır. Bu boyutuyla Şerefname pan-Türk bir tarih yazımı olarak okunacaktır.

Oysa bugüne kadar Kürt tarihi olarak ileri sürülmekteydi. Olgular tarihsel temellere indirgendiğinde Şerefname, Türk etnojenezinin oluşumunun tarihini anlatmaktadır.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy


Y A Z I    H A K K I N D A K İ    G Ö R Ü Ş L E R…

saygılar ben selcuk üniversitesi tarih bölümü öğrencisiym makalenizi cok beğendim ama bu yazdıklarınızı kabul etmek istemiyorlar ama biz sayenizde gercegi biliyoruz tesekkurler yazılarınızı takip edecegim

Durmuş Hayta, Konya
13 Kasım 2009


yazınız çok güzel olmuş.tam bir tarih dersi.bize bu tarihleri öğretmeyen öğretmenlerimize kızmamak elde değil.umarım milli bir hükümet geldiğinde bütün bu bilgileri çocuklarımıza öğretiriz.peki bu barzani ve talabani gurupları nasıl oluştu.nasıl böyle islam düşmanı ve ingiliz ajanı uldular şimdi abd ye hizmet ediyorlar.bunu bize açıklarsanız çok memnun olurum.neden islam düşmanı diyorum çünkü nasır ve arap aleminin karşısında israilin yanında yer almıştır.müslüman araplara karşı israil ile araplara karşı durmuştur.Türkan, İstanbul
11 Kasım 2009

 



28 Yanıt to “Şerefname’deki Kürt kimliği etnik kimlik değildir”


  1. 1 ali köroğlu
    Kasım 15, 2009, 10:22 am

    Sayın hocam eline sağlık..!!!
    Çok güzel hazırlanmış…
    İnsanlarımız okusun da bizi ayırmak isteyen bağnaz insanlara kaynak olsun…
    Ama ne yazık ki senin bu yazdıklarını okuyacak cok az insan var…
    Tekrar teşekkür eder, başarılar dilerim..!!!

  2. 2 Eren
    Aralık 1, 2009, 7:17 pm

    Bakınız yök nelere kadir. Bu ülkede ne de çabuk prof olunuyormuş. nereden aldınız bu ünvanı. ya bu kadar saçma bir şey olur mu. Tamam ŞEref hanı kürt milliyetçisi olarak okumak yanlış ama nasıl Türk tarihi anlatıcısı olarak yorumladınız. tarihsel seçicilik bu olsa gerek. Ya arkadaşım bu halk nereden geldi. Ya bu adamların antik dönemden kalma alfabeleri var. Onu da mı türkler ve araplar yapmış. Herşeyi geçtim sizin millet tanımınız nedir. etnisist bir tanım mı? modernist inşacı bir tanım mı? Yuh diyorum bu kadarına….

  3. 3 melik arslan
    Mart 2, 2010, 3:19 pm

    sayın hoca kanımca bu yazıyı yazarken dünya tarihçilerini karşınıza almışsınız.bu yazı bilimsel değil.kişisel yorum zaten değil,peki ya ne;saçmalığın daniskası.at gözlüklerinizi çıkarmanızı tavsiye ediyorum.

  4. 4 GÜRKAN
    Mayıs 5, 2010, 12:52 pm

    Ben sayın hocama Anabasisi (Onbinlerin dönüşü) (Yazarı ksenophon) adlı kitabı okumasını tavsiye ediyorum.Kimbilir hocamın fikri bu kitapla orta asyadan gelmiş fakat bin yılın,anatolia topraklarının ve bu topraklarda var olupta yok edilen sayısız kültürün değiştiremediği,hocamda da hakim görünen o kalıplaşmış,barbar,bencil düşünceler belki biraz yumuşar.

  5. 5 atac707
    Ağustos 23, 2010, 5:31 pm

    kürtlerin nerden geldiğini soranlar olmuş ben bu konuda bir cevap verebilirim; öyle sanıldığı gibi popüler bir ırk değil peygamberin doğumu ile ateşleri sönen mecusilerin devamı kürtler. mecusilerin ırk değilde bu gün alevilerin olduğu gibi bir inanç etrafında toplanmış insanlar olduğunu düşünmek mümkün. kimi alevilerin de kendilerine bir ırk payesi biçtiğine kendim şahit oldum. inanç ırka dönüşüyor. mecusiler olayına gelince; islamiyetin yayılmasından sonra ateşe tapınma, putlara tapınma haliyle nefretle karşılandığı için inanç sahipleri gözden uzak yerlere kaçıştılar. mecusiler kuzey ırak ve daha kuzeyine yerleşim yerlerinden yüksek rakımlı dağlara çekildiler. mardinin yüksek köylerinde ateşe tapan insanlar olması teorimi destekliyor. osmanlı döneminde dağlardan inerek müslümanlığı tanıyan bu insanlar zamanla osmanlı arşivlerine girmişler. kürtlerin savunduğu gibi kurtuluş savaşında, çanakkale savaşında vatan için savaşmamışlar bilakis kurtuluş savaşında fransızlarla birleşerek ayaklanmışlardır. kurtuluş savaşında şehit olan halkın şehirleri boşalması nedeni ile dağdan inmiş çoğalmaya başlamışlardır. 20.000 nüfuslu gaizantepin şehit sayısı 10.000 üzerinde yani diğer yarısı savaşa gidemeyen yaşlılar, çocuklar, kadınlar. özellikle batılı devletlerin kürtlere çoğalın bir gün çoğalarak toprak elde edeceksiniz dediğini kendileri anlatıyor…

  6. 6 süleyman
    Eylül 11, 2010, 1:28 am

    Seni prof yapan sizniyetede sanada yuh……….. kafatasçı ırkçı barbar

  7. 7 güvenn
    Aralık 13, 2010, 11:18 pm

    yazı için çook teşekkür ederim.

  8. 8 koray
    Aralık 18, 2010, 1:05 am

    yazınızı okudum ancak , ciddi bir hatanızı iletmek isterim. tunceli – çemişgezek ilçesi sizin belirttiğiniz gibi alevi türkmen yoğunluklu bir yer değildir. çoğunluğu türk sünni dir , ikinci sırada da şavaklı da denilen kürt sünniler gelir , aleviler 3. sıradadır…

  9. 9 welat
    Ocak 8, 2011, 3:31 am

    Senin o yok edildi dediğin insanlar 1600,lere kadar bölgedeydi safevilerle birlikte akkoyunluları ortadan kaldırdılar.artı anadolu selçuklu süleyman şahıda onlar öldürdü.eyyubilerlede ahlatşahları ve artukluları ortadan kaldırdılar.madem öyle hani senin güneydoğudaki türkmenlerin.yok edildi dediğin insanlar 1500-1600,lü yıllara kadar meyyafarkin,kulp,batmanı yönetiyordular gördüğüm kadarıyla kılıçtan geçen yine türkmenler olmuş bu dediklerimden emir diyadinde Safevilerin ünlü kumandanı muhammed ustaclunun damadıydı.çaldıran savaşındada yine osmanlının karşısındaydı,çaldıranda rum eli beylerbeyi,anadolu beylerbeyi,konya beylerbeyi ve 9 sancak beyi öldürüldü bu osmanlının kaybının resmidir.artı o yok edildi dediğin insanlar safevi ordusunun sağ ucundaydı yani osmanlının rum eli beyler beyini öldüren ve osmanlının sol kanadını yok eden taraftaydı.Sallama bay prof senin türkün nerde madem her tarafı fethettiler suriye arap,ırak arap,iran fars,tırakya romen,bulgar göçmeni kıyı kesiminde epey miktarda rum devşirmesi var,kaç milyon gürcü var,kaç milyon çerkez var,kaç milyon kürt var,abaza var dahada ne var ne var hani türk,şuan suriye arapları kim kilab oğlu değilmi.ve hani artuk bey demişsin ya profsun bilmiyorsun onlara saldıran kimlerdi söyliyeyim Fehrüd devle bağlı kürtler,fehrüd devlenin oğlu nizamüd-devle,arap emiri seyfüd devle,artuk bey ve selçuklu imparatorluk ordusu yani koca bir ittifakçı sürüsü saldırmış onlara.valla proflarada ders vermek zorunda kalıyoruz ilginç

  10. 10 a.turguteren
    Ocak 13, 2011, 7:08 pm

    Aslında Kürtler ne Türk ne Arap nede Fars(Acem) Sarı ırk yani German(Alman) Kürtçesi (kurmanç)siniz diye1942-1945 ALMAN radyosundan Adolf Hitler DOĞU Bölgemiz halkına ırkdaşız yoğun propagandasını yapıyordu.Bugünkü ırkçılarda KÜRTLERİ Arap.Fars yada Türkmen ırkına bağlama çabasındalar.Ama işin garip yanı bu milletler Kürt nufus içerinde asimile olup Kürtleşiyorlar.Ayrıca çok hızlı bir şekilde nufus artışındalar.Feodal yapıları gereği kültür erozyonuna uğramıyorlar.Daha ötesi her boyun(aşiretin)şecereleri mevcut 13-14 dede(BABA) sayabilen boylar var.Baskı ve rededilme propagandası karşısında kalan bu halk kenetlenerek mevcudiyetlerinidevam ettirme mücadelesini veriyorlar.

  11. 11 davut aktekin
    Mart 27, 2011, 11:32 pm

    yazınızın bilimsellikle hiçbir alakası yoktur,tamamen kafatasçılık.nedir bu antipati liğiniz Allah bazılarını kürt yaratmış bazılarını türk bazılarını arap.utanmasanız herkesin türklerden geldiğini söyleyeceksiniz Allah sizleri ıslah etsin ne diyim.

  12. 12 beng
    Ağustos 30, 2011, 10:24 pm

    ya kardesım bunlar senın ısın degıl bos ver sen gıt masal öykü yaz cocuklara en azından onlara ınandırıcı gelsın…

  13. 13 Eğil Beyi
    Kasım 9, 2011, 9:45 am

    Eğil Beyi’inden herkese slm ,
    Hoca sizin gibi çok okumuş bir insan değilim, fakat elimde sizin yok saydığınız ceddime ait doğrulugu zamanın padişahı ve tarihçileri tarafından onaylanan bşr eser var. yakında facebook’yayınlayacam. Eserde göreceksiniz ,Buldukkani vakkasının gerçek olduğunu, soyunun Peyganber Efendimiz Hz.Muhammedin amcası Hz Abbasa dayandığını göreceksiniz.

  14. Aralık 25, 2011, 1:02 am

    siz kürtleri tartışmayı bırakın.şu türkleri bir tartışalım önce(hani şu herkesi türk yapan)şimdi türkler yani moğol,kırgız,kazak,türkmen,özbek kiminle komşu?ırkı kime benziyor?tabiki çin.hem genetik hemde coğrafik olarak çin ile 100&99 kanıtlanmış.türkler çinlilerin barbar boyudur.öz türkçe diye bir dil yoktur.olsaydı öz türkçe 13 harf olmazdı,5 harfte çin alfabesinden alınmadır.çok ama çok zayıf bir dildir.ben zaten dil demem bu dile.selçuk,osmanlı türkçe yerine farsçayı kabul etmiştir.şu an bile orta asya türkleri rusçayı kulanıyor.tr türkçesi ise 100&95 türkçe değildir.gelelim türk tarihine.hunlar asla ve asla türk değildir,aksine barbar türklerden kaçan asya ve avrupa azınlıkların kurduğu imp.luktur.(mongol barbar türk ırkı) moğolardan yani çinlilerin dışladğı çingene çin boyudur.türkiyede çok çok ama çok az türkmen ve yörükten oluşan türkmen vardır.onlarda türklük geninden uzaktır,baya karışım olmuş.çinliler ile türkleri aynı ırktan görmemin sebebi türklere ait çinin göbeğinde türk pramitlerinin oluşu,genetik olarak akraba olmaları,kazakların 100&99 çin geni bulundurur,zaten birbirlerinden dış görünüş olarak ayrıt edilemez.moğoları imana getiren kürtlerdir.kürt elçi sayesinde islamı seçmişlerdir.mervaniler kürttür başkent silvan,diyarbakır.milattan sonra 800-900 lü yıllar.anadolu topraklarında hint avrupa dilini konuşan ırklar sümer,hitit,med,urartulardır.bu topraklarda şu an bile hint avrupa dilini konuşanlar ermeni ve kürtlerdir.sümer(simer kürtçe 30 adam)urartu(ur-ardu,kürtçe ur-ateş ve duman)hittilerin başkenti hatuşaş(hat u şaş)kürtçedir.malazgirt(me-lez-gırt)kürtçe tez fethettiktir!araplardan sonra müslüman olan 2. halk kürtlerdir.637 hz ömer dönemi.kürtler tarih boyunca başka adlarda yaşamış,huri,mitani,guti,med,sümer,urartu,karduk,kurdane..vs.islamdan sonra kürt kimliğini kulanmışlar.sultan sencer boşuna kürdistan dememiş.eyubiyi unutmuyalım.şimdi şerefhan 1500 yılarında yazılmış..o zaman ne türkçülük nede kürtçülük vardı.o namı inanalım yoksa senin gibi dini imanı türkük tezleri ile bariz biçimde ülkücü,faşist olduğun her yazında belli oluyor sana mı inanacaz?yazılı kaynak varken senin faşist düşünce ve tezlerine mi inanacaz?türk diye bir ırk yok.türk kelimesi italyanların orhun abidelerini okumasıyla ortaya çıkmış orta asya dilinde güç anlamında kelimedir.gök-türk,,,gök-güç.yani güç göktedir.Allah güçtür ve göktedir.halen dua olarak göğe bakarız.Allah her yerde.orhun abideleri 1800 yılarında tercüme edilmiş.bir dilin dil ola bilmesi için irilik,erilik olması lazım dilde.she,he gibi,sie,er gibi…almanca,ingilizce,fransızca,italyanca,kürtçe,arapça da var.türkçe ve farsçada bu yoktur.kürtler islamiyeti seçtikten sonra aşiretlere bölünmüş.her aşiret bir devlet her devletin ordusu olur.gü için birbirleri ile savaşmışlardır.kısa bir süre sonra osmanlı egemenliğine girip 1923 kadar özgür yaşamışlardır.kutuluş savaşı batıda değil doğuda başlamıştır.kürtler urfa,antep,maraş,yemen,doğu cepheleri,sarıkamışta savaşırken türkler batıda ingilizler ile pişti oynuyorlardı.osmanlıların son döneminde tek düzenli ordu olarak hamidiye alaylarından başka ordu yoktu.onlarda turancı enverin sayesinde sarıkamışta donarak şehit oldular.kürtler kurtuluş savaşında nasıl savaşmış rus,ermeni,gürcü kaynaklarında mevcuttur.o kaynaklarda yazılanlar özetle şu(kürtler deli gibi saldırıyor,daha da saldırsalar kürt diye bir halk kalmayacak)çok kayıp vermişler.üstüne çanakkale ve trablusgarpta,anafartalarda savaşmış kürtler.osmanlı,selçuklunun en güvendiği halk kürtlerdi.kürtler sadık bir millettir.miliyetçilik olmaz ümmetçilik vardır kitaplarında.ama ister istemez kürtler türklerden virüsü kaptı,miliyetçilie doğru gidiyorlar.vede haklılar.yok sayılmak her alanda insanı ateş topu yapar.kürtlerin ne olduğu kim olduğu sanıyorum ki tr devleti çok yakında açıklıyacak.hepsi osmanlı ve iran arşivlerinde mevcuttur.bilerek saklanıyor.ortaya çıksa rejim ve devlet sallanır.

  15. Ocak 7, 2012, 10:56 pm

    yav hasan kardeşim iyiki senin gibi indsanlar var adam nerdeyse kürt halkı diye bir halk yok diyecek bunlar barbar işgalci oldukları için nereden geldiklerini dahi bilmiyolarmadem kürt ler yok bu dil bu zengin kültür nerden geldi dünyanın medeniyeteinin temel, mezopotamyada atılmıştır bugün kürt asıllı sanatçılat tr de olmasa sizin sanatınız müziğiniz olmaz yavv

  16. 16 yavuz
    Mart 16, 2012, 9:56 pm

    hasan kardeşim her kes onların döşüdüğü dar döşündede deyil sonuç inananlar kardeştır ayrıtmaya çalışan kaleştır zaten senin dediğin gibi türk diye bir milet yok anca türk bir semboldır yanı kürt arab laz çerkez boşnak alevi gürci vesayıre osmanlıda sonra t.c çatısı altında kurulmuş biz dini kitapların bize anlatığı kürtler h ibrahim neslinde geliyor hepsi deyil tabiki hz halit bin velitinde neslinde gelen var ve aynı durumda her kavmin azgını veya sapıtmışı vardır ALLAH C.C ayeti celilesinde ferman ediyor biz sizleri kabile kabile ırk ırk yratık bir birinizi tanıyasınız diye ALLAHTA korkmayan ırkçılıkta yapar miliyetçilikte yapar en doğruyu rabimiz bilir selam olsun ümetçilik yapanlara sonoçta rabimiz bir peygamberimiz bir kitabımız bir dinimiz bir bir bir bir bir neyaptı 1111 tabiki inanmayanlar hariçtır

  17. 17 yavuz
    Mart 16, 2012, 10:09 pm

    Genel Olarak Risale-i Nurlar da Irkçılığa Bakış

    Risale-i Nur’un geneline bakıldığında, bu zamanda dinsizlik fikrinden sonra, en tehlikeli ve zararlı fikrin menfi milliyetçilik olduğu çok rahatlıkla anlaşılır. Üstad Hazretlerinin en sert söz sarf ettiği ve müsamaha göstermediği fikir, inkarı uluhiyet ve ırkçılık fikridir. Dinimizde ırkçılık haramdır. Samimi bir Müslüman asla ve kata ırkçılık yapamaz, şayet yapıyorsa, samimiyetinde şüphe vardır. Yani İslam ile ırkçılık aynı kalpte barınamaz
    .

    Türkiye`de ırkçılık illetine kapılmış kişi ve grupların Üstad Bediüzzaman hakkında kullanmayı özellikle tercih ettikleri isim, lakap şudur: Said-i Kürdi.

    Üstad Bediüzzaman, 1920`den sonraki `Yeni Said` devresinde bu imzayı terk ettiği ve mutlak ekseriyetle `Said Nursi` ismini kullandığı halde, ırkçı kesim ısrarla ve inatla `Said-i Kürdi` demeye devam ediyor.

    Sebebi gayet derecede açıktır:

    Bir `frenk illeti` olan ırkçılık marazına yakalananlar için en önemli şey, ırkçılığı körüklemede istimal edilebilecek malzemelerdir. İşte, bu iflah etmez ve ettirmez marazın iki ucunu tutmuş olan Türkçüler ile Kürtçüler, `Said-i Kürdi` tabirini de büyük bir zevk ve iştahla kullanıyor.

    Böyle yapmakla, dar muhakemeli Kürtçüler, kendi kısır davaları için muktesep bir pay çıkarmayı hesaplarken; herkesi düşman görmeyi yeğleyen Türkçüler ise, `Bakın, Said Nursi bizden değildir; arkasından gitmeyin` mesajını yaymaya çalışıyor.

    Her iki tarafı çileden çıkartıp kudurma noktasına getiren gelişme ise, din ve vatan birliğine inanmış yüz binlerce Müslüman Türk ve Kürt evladının, Üstad Bediüzzaman`ın temsil ettiği dava etrafında kenetlenerek birleşmesi, kardeş olup kucaklaşmasıdır.

    Bütün nifak ve şikak tohumlarının ekilmesine, bütün kin ve husumet ateşinin körüklenmesine rağmen, bu samimi kardeşlik bağları sarsılmıyor, kopmuyor, kesilmiyor. Tıpkı, Saadet Asrındaki Habeşi Bilal, Farisi Selman ve Arabi Ebazer gibi sahabiler arasındaki kuvvetli, sarsılmaz kardeşlik modeli gibi…

  18. 18 kerimdostu
    Mart 28, 2012, 8:38 pm

    degerli yazarlar siz etnik ayrimciliqlari yapmayin.tarih arayirsiz bir tarihde ben deyim oxuyun NIZAMI GENCEVI 1141-1209 SENELERDE YAWAMIW YARATMIW DUNYACA UNLU AZERBAYCAN WAIRI .NIZAMI bu torpaqlarda turklerle beraber kurtlerin yawadiqini bir nece yerde qeyd edir. atewperestlik movzusuna gelince ise yene Nizami isgendername eserinde yazirki azerbaycan ve iran ehalisi atewperest idiler burada kurdlerden sohbet getmir butun azeriler o zamanlar atewperest idi .osmanli tarixcileri ozlerini bu torpaqlara gelme saysalarda biz azerbaycan turkleri bu torpaqlarda zerduwten ve wumerlerden beri olduqumuzu bilirik. bu gunde bizim kurdlerle hec bir problem yawamadan yawama sebebimiz tarixen onlarla bir yerde yawamaqimiz ve tarixen qohumluq elaqelerinin olmasidirki yene nizami gencevi xeyir ve wer poemasinda bu qohumluqu tesdiqleyir.tarixe tarix kimi baxmaq lazimdir kimise kiciltmek ve ya boyutmekle tarixcilik olmaz. tarixde olanlar tarixde qalsin demeklede yetinmek olmaz her bir xalq oz tarixini oyrenmeli oz milli medeniyyetine sahib cixmalidir .ama bawqa xalqlari awaqilamaqla ,bawqalarinin tarixine sahib cixib menim demekle yox gercekleri ortaya cixarmaqla tarix oyrenmek lazimdir.siz prof. ola bilersiz ama bawqa xalqin tarixin almaq olmaz. men turk ve kurt gencliyine uzumu tutub deyirem baxin azerbaycana gorun burada kurtler ve turkler nece qardawcasina ve bariw icinde yawayir.cunki biz bir birimize tarixi baqimizi bilirik ve hormet edirik.

  19. 19 Fransadan ISMET DINC
    Aralık 19, 2012, 5:06 pm

    su yazar arkadas benim anladigim kadari ile tarihi bilmedigi gibi steleride bilmiyor bunu tek amaci Kurtlzeri nasil yok sayarim eger tarihci olmus olsaudi tarihi yazardi ancak bu insan tarih yazmayi birakmis ve sadece
    serefnamede bulunan kurt gercegini yok saymaya yonelik yazmistir degerli insan bana gore artik Turk milleinide aldatmayi birakin zaten siz kurtleri kandirmasiniz biraz insanda mantik olmali yuzlerce yildir kendi halkini blie kandirdiniz ama artik ayiptir bu yalan yazilari birakin gercekleri yazin eger yazarsani degilseni z
    yalanlariniza devam edin

  20. 20 hüseyin47
    Ocak 31, 2013, 1:37 am

    Yazıyı okuyunca hiç şaşırmadım. Bilhakis bir Kürt olarak, yüzyıllardır asimile edilmeye çalışılan bir Kürt olarak keyif aldım. En azından Türklerin bana karşı ne düşündüğünü daha iyi idrak ettim. Siz Türkler ne zaman bizi yok saymaya, öldürmeye, aşşağılamaya, bombalamaya, asimile etmeye çalışsanız biz daha da güçlendik. Birbirimize daha fazla kenetlendik. Ama her ne yaparsanız yapın bizi bitiremeyeceksiniz. 5 bin yıldan beri buradayız ve hep burada kalacağız!

  21. 21 ramazan
    Şubat 10, 2013, 8:42 am

    tarihçi değilim ama tarihi araştıran bir üni mezunu olarak şunu biliyorum ..siz prof değil ilkokul öğrencisi olmalısınız .bence tv lere çık bunu söyle bakalım ne kadar kanıtlayacaksın kendini…profmuş !!!!!!

  22. 22 Nahsen Badeli
    Şubat 21, 2013, 7:54 pm

    Beyler, çoğunuz sözüm ona üniversite öğrencisi olacaksınız. Zahmet edip Şerefnameyi kendiniz okusanız ya. O zaman yazılanlar doğru mu yanlış mı göreceksiniz. Hoca bazı satılmışlar gibi Soros Vakfından, AB Fonlarından beslenmiyor. Sizin gibi üniversitelilere yazıklar olsun. Demek ki bu da ayağa düşmüş.

  23. 23 salih AKBULUT
    Haziran 11, 2013, 5:05 pm

    salih AKBULUT

    gerekli gereksiz bir kaç sayfa çeviren kendini aydın çok bilmiş yok profmuş yok araştırmacıymış efendim neymiş tarihçiymiş yalnız sana değil sana bu ünvanı verenede yazıklar olsun sen araştırmalarında türkü,kürdü,aleviyibirbirine kattın çorba yaptın çıkarttın sen burda ne yaptığından haberin varmı? bu arada ne kürdü ne aleviyi kesinlikle ayıt etmiyor ve küçümsemiyorum hepimiz kardeşiz kim ne derse desin kıyamete kadarda kardeş olarak sürecektir ben akkoyunlu kökeninden gelmeyim sünni olarak adlandırılır koyu bir müslümanım ve akkoyunlular soyundan ikitane büyük evliya vardır ve şu andada devam etmektedir ya doğru dürüst yazını yaz yada içinden çıkamayacağın konulara burnunu sokma kusura bakma ama sen tarihçi profları ve islem profüsörüyüm diye geçinenleri hadimi aşıyorum bağışlayı örneğin;zekeriya beyaz, yaşar nuri gibilerini kurmumuş maydonoz gibi ovalarım kimse kendini eşsiz zannetmesin

  24. 24 murat
    Haziran 22, 2013, 1:28 am

    yav he he hasan haklisin turkler cingene dileri yok kulturleri yok barbar cinlerin cingenesi senin deyiminle allah akil fikir versin sana ve senin gibilere madem bunlar cingene nasil oluyorda seni ve senin gecmisinle birlikte dunyayi en az 1000yil yonetiler benim bildigim cingeneler beli bir alanda bulunmazlar hep degisik yerlerde bulunurlar hem sen kendinle celiskiye dusuyorsun diyorsunki bunlar cinlilerle ayni irklar sonra diyorsun turkleri cinlilerden ayiriyorum cunku turklere ayit piramitler var dogru cinliler hep kendilerinin 5000y tarihleriyle ogunurler yanliz seninde belirtigin gibi o topraklarda 15000 yillik uygurlulara ayit cinlilerin sakladigi turk piramitler var yani turklerin cinlilerden 10000y onceki bir medeniyet olduguna dayir delil var birde artik bu kurtleri baska uygarliklarda arama bulma ozlestirme huyundan vaz gecin bu bayatladi artik bugun kurtlerin varligi bilimsel olarak kanitlanmamistir avrupalilardan sonra kurtlerinde sumerlilerden geldigi yalanini birakin artik perslerin tarihine sahip cikarak kendinize bir sahte kurt tarihi yaratiniz ermenileri bile kurt yaptiniz araplarida kurt yaptiniz bundan vaz gecin sen turkceyi birakta icerisinde 3200kelime turkce 2000kelime farsca bir o kadar arapca 300 kelime ermenice sadece 150 kelimenin nerden oldugu bilinmeyen kurtceden bahset bende bir urfaliyim hemde mirdasi asiretine bagliyim ama baskallarina soz soyleyecegine kulturu olmayan somut delili olmayan tarihi baskasindan araklayan olmayan bir irkin oldugunu ispat etmeye calisma tencere dibin kara seninki benden kara .

  25. 25 maraşlı
    Aralık 8, 2013, 5:04 pm

    YOK ARTIK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KÜRTLER KURDU DİYECEKLER NERDEYSE
    MARAŞDA KÜRT YOK ADAMLAR MARAŞIDA KÜRTLER KURTARDI DİYECEK

    TÜRKDEN İYİ YAŞIYORSUNUZ TÜRKİYEDE AKILLI OLUN KIYMETİNİ BİLİN
    ESAS EZİLEN TÜRKLERDİR YÜKÜNÜ ÇEKEN TÜRKLERDİR OSMANLIDA DA BÖYLE OLMUŞTUR
    YİNE DİYORUM HERKES AKILLI OLSUN

  26. Ocak 8, 2015, 4:56 am

    hocam çok iyi anlatmışsınız tşkkrler sizee..

  27. 27 123
    Haziran 9, 2015, 4:39 pm

    Hepimiz muslümaniz elhamdülillah gerisi bos.

  28. 28 Digorra
    Mart 13, 2017, 11:05 pm

    Hayatımda böyle saçma sapan yalan dolan bir tarih görmedim ulan hırsızın önden gidenisiniz Kürtlerin daha neyini çalacaksınız şarkısını türküsünü çaldınız marşını toprağını çaldınız tarihini çaldınız nesiniz lan siz amına koduğumun köpeğin doğurduklarına bak sen Yusuf Halaçoğlu denen sahtekarıda geçtiniz yuh


Yorum bırakın


İstatistikler

  • 2.406.130 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Kasım 2009
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30  

En fazla oylananlar