11
Oca
11

Dökülüş

BAZEN  takatsız  kalmış  vücut  ya  da  perişan  kılık  kıyafet  için  kullandığımız

‘DÖKÜLMEK’  fiilinin  dıştan  bize  bakanlarca  devletimiz  için  de  kullandıklarını

duyarsak  kızmamalıyız.

Gerçekten, bölgelerinden biri için “özerklik”ten söz edilen ve buna karşı ciddi tepki göstermeyen bir devlet dökülmeye başlamış demektir.

Resmi dil yerine anadilde öğretim yapması istenen, yargısının işleyişi ile adalet hizmetinin görülmesi arasına karşıtlık sokulan, sivil iktidarı ordusuyla takışan, iç güvenlik ve yönetim mekanizmaları Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ters bir tarikatın etkisi altına düşen bir devlet çözülme sürecine girmiş sayılır.

Bu, vatandaşlara endişe veren, geleceği karartan bir gidiştir.

İnsanlar, dökülenleri toparlayıcı bir kurtarıcı beklentisine girerler.

O  kurtarıcı  gökten  inmeyecektir.

Böyle bir durum, bir bakıma, bütün siyasal partiler için, en başta da ana muhalefet partisi için bulunmaz fırsattır elbet.

Çünkü hem devletin kurucusu olarak, hem de iktidar olasılığına en yaklaşmış kuruluş niteliğiyle bu sorumluluğu duyması gereken ve gözlerin kendisine çevrildiği kuruluş odur.

Üstelik, dökülüşün yarattığı endişe yoğunlaşır ve “Bu böyle gitmez” diyenler çoğalıp otoriter bir toparlayıcılık beklentisi ağır basmaya başlarsa, öyle bir olasılığı gereksiz kılabilecek olan da ancak odur.

Günün sorusu, şimdiki CHP’nin böylesine ağır bir sorumluluğun gereğini yerine getirip getiremeyeceğidir.

Bunun müthiş bir liderlik sınavı olduğunu, halk yığınlarını sürükleyici radikal bir seçim platformu gerektirdiğini, “kapımız açıktır” türünden belirsiz çağrılar yerine ülkedeki cumhuriyetçi güçleri aynı çizgide toplayıcı bir girişimsiz sağlanamayacağını ve vaktin daraldığını ayrıca vurgulamaya hacet var mı?

Gönül, elbette işlerin bu raddeye gelmemesini, dökülüşe varan gidişin çok daha erken durdurulabilmiş olmasını isterdi.

Ama öyle anlaşılıyor ki, Cumhuriyet ilkelerinin asla yıkılamayacağına içten inanış ve bu ilkelerin savunucularına aşırı güven birkaç kuşaklık bir iyimserliklere yol açmıştır.

Artık,  onları  ve  ayin  biçimindeki  gösterileri  bırakıp  acı  ama  önemli   bir  gerçeği

görmek  ve  ona  göre  davranmak  gerekiyor :

Türk  tarihinin  en  kritik  aşamasına  girmek  üzereyiz.

Yüzlerce  yıl  Batı  dünyasını  tedirgin  eden  ve  yıkıldı  dendiği  anda  bile  yeniden

ayağa  kalkan  “Türk  tehdidi”ni   bir  daha  dirilmeyecek  biçimde  ezmek  için  oluşan

meş’um  strateji  yürürlüğe  konmuştur.

İçteki gafiller de kendi bücür ve çağdışı emellerini gerçekleştirme çabasının özde dolaylı bir işbirliğine dönüşüp o büyük stratejiye yaradığının farkında değiller.

Buna karşılık, cumhuriyetçilik şimdi hiçbir dönemde olmadığı kadar uyanıklık ve dayanışma istiyor.

Mümtaz SOYSAL


0 Yanıt to “Dökülüş”



  1. Yorum Yapın

Yorum bırakın


İstatistikler

  • 2.406.594 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Ocak 2011
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

En fazla oylananlar