SANKİ FİLM ÇEKİLİYOR

“Sanki   film   çekiliyor”(muş)   dedi,   oradaki   görgü 

tanıklarından   (tren  öküzlerinden)    biri…

Eeee,   bu  devlette  zaten  herşey  film  değil  mi..?!!!

Sadece   senaryosu   bizde   yazılmıyor…

Bize  düşen  de,  tren  öküzleri  gibi  vizyondaki  hergün 

değiş(tiril)en   gündemi   takip   etmektir…

Bu   kadar   basit…

—————————————————————————————————————————–

Tarih : 30 Kasım 2011  Çarşamba

Saat :  10.00...

Yer :   Sultanahmet  Meydanı..

Tepeden  tırnağa  silahlı  bir  adam.    Topkapı  Sarayı‘na  doğru  ilerliyor.

Üzerinde çapraz şekilde astığı tüfekler ve omzunda boydan boya fişeklik bulunuyor.

Elinde uzun namlulu bir tüfek olan adamın ikinci tüfeği ise muhtemelen pompalı…

Sağ bacağında da silah bulunduran saldırganın çantasında da yedek cephane olduğu düşünülüyor…

“Teslim ol” çağrılarına silahla karşılık veren saldırganla yaklaşık bir buçuk saat çatışan güvenlik birimleri, silahlı şahsı ölü olarak ele geçiriyor.

Bu sırada da 2 masum insan yaralanıyor…

Aksiyon  filmi  gibi…

Ancak çevredekilerin dehşetle izlediği, aksiyon filminden farksız olan bu sahneler maalesef gerçek…

Ayaklı cephaneden farksız olan bu saldırgan Libya uyruklu…

27  Kasım‘da  Türkiye’ye  giriş  yapmış…

Enteresan!

30 Kasım sabahı yürüyen cephane olarak Topkapı Sarayı‘nda etrafı kana bulamış! Libyalı iki günde bu silahları ve mühimmatı nereden bulabilmiş?

Büyük bir güvenlik zafiyeti! Resmen skandal!

Sokağa çıkmaya korkar olduk.

İnsanlar maça girerken cebindeki bozuk paralar aranıyor. Biletsiz girmeye kalksan 40 güvenlik görevlisi başına üşüşüyor…

Ancak adam ava çıkar gibi hazırlık yapmış, turistlerin en yoğun olduğu semtte elinde tüfekle geziniyor.

“Dur”,  “Kimsin  sen ?”,  “Necisin?”  diyen  yok !..

Bu insanlar nasıl bu kadar rahat hareket ediyorlar anlamadım.

Biri saray basar biri feribot kaçırır…

Adam elinde pompalı tüfekle İstanbul’un en işlek turistik yerinde 1 saat boyunca sağa sola ateş açıyor…

Kimse sormamış mı bu adama, bu ne böyle, nereye gidiyorsun?..

Sen  kimsin  diye ?..

Öyle veya böyle, bu olayın Topkapı Sarayı‘nın önünde yapılması bana basit bir hadise “meczup eylemi” olarak görünmüyor.

Tabii siz halen dünyada ve Ortadoğu’da yaşananların nasıl ve hangi boyutlar aldığının farkında değilseniz, aksini “Menfaat savaşının” ne durumlar yarattığını düşünmekte serbestsiniz!..

Güvenlik güçleri 1 saat neyi bekledi çok merak ediyorum?

Niye  öldürüldü ?

Nasıl  elini  kolunu  sallayarak  orada  silahla  dolaştı ?

Bu  polisin  elinde  keskin  nişancı  yok  mu ?

Adam  öldürmek  yerine  etkisiz  hale  getirilip  niyetinin  ne  olduğu  öğrenilseydi !

Vali  Mutlu  olayı  “kişisel  bir  olay”  olarak  tanımlasa  da .  ( Zaten  onlara  göre  herkes  kişisel ! )

Server Hoca’yı sonsuzluğa uğurluyoruz

Aydınlanma,  demokrasi  ve  insan  hakları  mücadelesine  omuz  veren  Cumhuriyet yazarı

Prof. Dr.  Server  Tanilli  son  yolculuğuna  uğurlanıyor.

Cumhuriyet  Haber  Portalı

İstanbul –  Önceki  gün  hayata  veda  eden;  Sosyoloji,  siyaset  bilimi  ve  anayasa  hocası,  Cumhuriyet  gazetesi  yazarı  Prof. Dr.  Server  Tanilli’ye  veda  için  1 Aralık  Perşembe  günü  saat  10.00’da  Cumhuriyet  gazetesinde  tören  yapılacak.

Tanilli,  törenin  ardından  Şakirin  Camisi’nde  kılınacak  öğle  namazı  sonrası  Karacaahmet  Mezarlığı’nda  toprağa  verilecek.

http://cumhuriyet.com.tr/?hn=296874

KORKMUYORUM !

Döndük  geldik.
Hasretlik  bitti.
Herkese  merhaba.
15  günlük  tatil,  semaverin  için  için  kaynaması  gibi  geçti.

15 günün her saatinde fokur fokur kaynayan olaylar birbirini izledi.
Somali’de  yoksul  kurtaracaktık.
Van’a  yeten  çadır  çıkaramadık.
Komşu  Suriye  alev  aldı.
İç  savaş  belirtileri  hortlatıldı.
Suriye  füzeleri  Türkiye’ye  döndü.
İran  füzeleri de  Türkiye’ye  çevrildi.

İran füze birlikleri komutanı açıkça tehdit etti.

İsrail İran’ı vurursa eğer, İran füzelerinin ilk hedefinin Türkiye’deki füze radarı olacağını direk olarak söyleyiverdi.

Rusya’da Türkiye’ye “füze kalkanından ötürü” yüz ekşitmeye başladı.

İsrail’de İran’ı vurmaya hazırlanıyor.

Xxx

ABD  ise  memnun.
Duruma  hep  hakim.
Türk  Ordusu  Kandil’e  gidemiyor.
Ankara  ise  Washington  ile  anlaştı.
Bir  süre  önce  “eksen kaydırıcı”  izlenimini  vardı.  Yalanmış.

İktidar, İran’ı ve “bölgesine faydalı olmak için bağımsız kalmak zorunda olan Türkiye’ye güvenenleri” aldatıyormuş. Eksen kaymasından “eksen vidalanmasına” geçiverdiler.
Preditörler,  İncirlik’e  ulaştı.
İstihbarat  veriliyor.
ABD  karşılığında  ne  alıyor?
Henüz onu bilmiyoruz.
Topuklara bakarak tahmin edebiliyoruz. İngiltere, Türkiye Cumhurbaşkanı eşinin “ayakkabısının topuğundan Avrupalı kadınlarına benzemeye başladığını” konuşarak vakit geçiriyor olsa da aslında “Kraliçeli saraylarda ağırlama tantanasının” Türkiye’yi Suriye’ye karşı dolduruşa getirme olduğunu dikkatli gözler görüyor.

Xxx

Böyle  bir  ortamda  Dersim !
Eksen vidalanmasının kalıcı olacağını göstermek için Cumhuriyet’in kurucuları “katillik yaptılar” diye adice, rezilce, sinsice, çarpıtarak, din soslu yalanlar katarak “Dersim yüzleşmesi” konuşulur, yazılır, tartışılır oldu.

Tarihte  olanı  işine  geldiği  gibi  kendine  yontarak  “yeni  egemenlere”   taze  statiko  alanları  bina  ediliyor.
Korkutucu  fokurdama  var.