AB’ye “Maç başladıktan sonra kural değişmez” diyen Tayyip’e yanıt:
Sızlanma! Kasti faul yaparsan kırmızı kart görürsün
İzinli Kuran kursları sayısını dört yılda 4 bin 332’den 7 bin 367’ye, kurslardaki öğretici imam sayısını 6 binden 11 bin 682’ye ve öğrenci sayısını 128 binden 250 bine çıkaranların bir adım geri atması neyi çözer? Türban takanların oranı son 4 yılda yüzde 3.5’tan yüzde 16.2’ye, türban takan lise mezunlarının oranı yüzde 2.5’dan yüzde 17.2’ye ve türban takan üniversite mezunlarının oranı yüzde 2.6’dan yüzde 11.4’e yükselmiş ise bir adım geri gitmek neyi çözümler?
|
|
Parti kapatılması
milli iradeye aykırı değildir
İspanya’da BASK Komünist Partisi, Almanya’da Nasyonel Sosyalist Partisi ve Komünist Partisi, İtalya’da Faşist Parti’yle Avusturya’da ırkçı FPÖ kapatıldı. Almanya’da aşırı ırkçı Ulusal Demokrat Parti (NPD) kapatılıyor. ABD’nde komünist ve faşist parti kurmak yasak olmasına rağmen Başbakan RTE; “parti kapatma anlayışı milli iradeye karşı tavırdır” ve Anadolu Aslanları Derneği kongresinde ise; “darbe çığırtkanları var” diyebiliyor. Oysa darbecilerin hukuka saygısı ve inancı yoktur.
Franco, Hitler ve Mussolini gibi tek adam yani “yarı tanrı liderler” ancak faşist yönetimlerde olur.
Ayrıca Başbakan RTE geri adım atmıyor; “Geri adımın ne olduğunu anlayamadım. Böyle bir şey söz konusu değil.”, “Açıklamaların hedefi ne? İktidar nasıl adım atmalı?” “Anlatsınlar da öğrenelim.” ve “Ben bin düşünüp bir adım attım” diye beyanat veriyor.
Anayasa Mahkemeleri, ülkelerin kuruluş felsefelerinden ve anayasalarından yana taraftır ve bunun için kurulmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının devamı için Anayasa Mahkemeleri vardır ve istemeyenlere rağmen olacaktır.
Anayasamız gereğince yeni anayasa yapılması mümkün olmadığı, Anayasa’cılarca açıklanmasına rağmen kendilerine yakın isimlere Anayasa taslağı ısmarlayıp, hazırladıkları taslağı kamuoyuna ve muhalefete göstermeden ABD’ne gönderip, görüş alanlar bir adım geri atsalar, toplumca kabul gören bir Anayasa meydana çıkar mı?
Stockholm’de yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tam üyeliğini kastederek; “Maç başladıktan sonra kural değişmez” diyen Başbakan RTE, Türkiye’de, Anayasa Mahkemesinde başlamış olan maçın kurallarını değiştirmeyi düşünebilir mi?
Milli iradeye yabancı müdahalesi
Newsweek, ABD eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ile Türkiye Uzmanı Dr. Henry Barkey ikilisinin yazdığı, “Türkiye’de Yargı Darbesi” başlıklı yorum yazılarının değerlendirmesinde; “AKP kazansa da kaybetse de sonuç kötü olacaktır. ABD kenarda oturup bekleyemez. Türkiye’nin istikrarına yönelik tehdit çok büyük boyutlarda ve ABD’nin çıkarlarını etkileme olasılığı da yüksek. bu nedenle ABD ciddi bir müdahalede bulunmalı. Bunu özel olarak da yapabilir, açık olarak da.”
“Türkiye’ye özel veya açık olarak müdahale yapılmalıdır” diyenlere, Başbakan RTE bu milli iradeye karşı bir tavırdır diye neden tepki koymuyor?
Irak’a “demokrasi” götüren ABD’ne şimdi Türkiye’ye güç kullanarak “istikrar” getirmesi önerilmektedir. ABD’nin Türkiye’ye müdahaleyi göze alacak kadar AKP neden vazgeçilmezdir?
Osmanlı’nın son döneminden çok daha ağır bir cüretkârlık ve saygısızlıkla karşı karşıyayız. ABD’nin ürettiği “Ilımlı İslâm” modelinden sonra şimdi de AB yeni bir model üretti; “Demokratik laiklik.”
Yabancıların haddini aşan küstah söylemleri AKP’yi tahrik etmesin. Kapatma davasının karar vericisi ne ABD’dir ne AB’dir ne de TBBM ‘dir. Tek karar verici vardır, oda Büyük Önder’in dediği gibi “Yüce Mahkeme”dir.
Türkiye’de rejimin yasal çerçeve içerisinde kendisini korumaya geçmesi neden yabancıların çıkarlarına ters düşmektedir? Bu müdahaleye sebep olanlar, bu utancı sahiplenmelidirler. AKP’nin çıkarları,ABD ve AB’nin çıkarlarıyla nasıl örtüşebilir?
AKP, menfaati gereği taraf olduğu konularda uluslar arası kişi ve kurumları ve son olarak da Jose Manuel Barroso örneğinde olduğu gibi destek alabileceği kişileri, milletin egemenliğinin karar ve kullanılma yeri olan TBMM’ de konuşturuyor.
AKP’nin birden “demokrasi paketi” aşkı depreşiverdi.
İktidarın bu tutumundan cesaret alan Rehn “Türkiye demokrasinin laiklikten önemli olduğunu göstermeli,” Barroso “Zorla laiklik dayatılamaz” ve en son da Solana “Mahkeme mantıklı olsun” küstahlığını yapabilecek konuma gelmiştir..
Terör örgütüne ve Türkiye’yi din devletine dönüştürmek isteyenlere destek veren AB’ne 2 yıldır sırtını döndükten sonra kapanma süreci başlayınca AB’den destek arayanlar AB’ne girmek istiyor mu? Veya girebileceğine inanıyor mu?
Hukukun kimse elini tutmaya kalkmasın. Yargıya müdahale kimsenin haddine değildir. Herkes konumunu ve yerini bilmelidir.
Hukuk meselesi değil siyaset ve ideoloji meselesidir.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay; “Öyle anlıyor ve üzülüyorum ki Türkiye’nin ileriye gitmesini istemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmıştır.” diyor ve devam ediyor; “Türkiye bununla hesaplaşacaktır meraklanmayın.Türkiye demokrasisi bu tuzağı aşmayı başaracaktır. Halka güveniyoruz, Hak’ka güveniyoruz. Gerisi boş.” bunları söyleyebilen bir Bakan, hesaplaşmadan vazgeçer mi?
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç; “ Endişemiz yok, düşe- kalka doğru hedefe gideceğiz!..” Hedefe yönelmiş olan bir kişiyi bir adım geri getirebilmek mümkün müdür?
“Meclis’i kapatın,” “İyice şımardılar,” “Abdullah Gül Başsavcıyı azletsin,” Milli iradeye kilit vurulamaz” ve “Velev ki kapattın!” diye manşetler atabilen dinci medyanın geri bir adım atması medyayı Artin Kemal’lerden kurtarabilir mi?
Araf Suresi 179. ayetinden “Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar” bölümünü alarak kendileri gibi düşünmeyenleri “biz ve ötekiler” dinsel yorumuyla eleştirenlerin bir adım geri atmaları insanları birleştirir mi?
“Laik bir ordunun askerleri şehit olamaz, türbanı reddeden laiklerden şehit olmaz” diyen bir emekli imam ve onun gibi düşünenlerin bir adım geri atması şehitlerimizin onurunu kurtarır mı?
“Karar 9’a 2, ya da 8’e 3 çıkacak. Bu bir hukuk meselesi değil, bir siyaset ve ideoloji meselesidir” diye TRT-1’deki “Enine-Boyuna” programında yorum yapan ve “ Anayasa Mahkemesi 367 ayıbını yapabilmişse bunu da yapar” diyebilen eski Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel, bir adım geri atsa Anayasa Mahkemesi aklanır mı?
Bir Başbakan… Hukuka zarar getirmeyin diyen Hukuk Fakültelerinin Dekanlarına; “iş dekanlara mı düştü” diye sesleniyorsa o ülkede bağımsız hukuk eğitimi yapılabilir mi?
Sosyal ve ekonomik çöküntü
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Sanayimiz bitti. Pakistanlının, Çinlinin, Hindistanlının komisyoncusu olduk” diye feryat ediyor. Sanayicinin ihraç ettiği malın içindeki işlenmiş ara malı ithalat payı yüzde 59 oranına çıkmış bir ekonomi kolay, kolay düzelir mi?
Kendi kontrolündeki SHÇEK çocuk yuvaları ile öğrenci yurtlarındaki kimsesiz çocukların yıllardır arka arkaya tecavüzüne ve hatta grup tecavüzüne uğramalarını engelleyemeyip sesi çıkmadan seyredenlerin bir adım geri atması kimsesiz yavruların ırzını kurtarabilir mi?
Yoksuldan al zengine ver. Devletten al özel sektöre ver ve Türk insanından al sömürgeci yabancılara ver. Dışarı daim servet transfer et.
Ekonomik yokluktan; Evde şiddet, sokakta şiddet. adliyede dahi şiddet. Neyi çözdünüz de bunları çözeceksiniz? 5 yıldır türbanla yattılar, İmam Hatiple kalktılar.
Sekiz yılda tam 9 mahkeme dolaşanların ve 35 kişiden 25’i hakkında zaman aşımı dolan ve kendisinin de zaman aşımına 2 yıl kalan ve son celsede de; Mahkeme Heyeti Başkanı ve 2 üye hakimin de; “haklarında iftira ve suçlamalar olduğu” gerekçesiyle davayı bırakma kararı almalarını görmezden gelen bir yerde hak’tan, adaletten ve demokrasiden kim söz edebilir?
Bu davanın mağduru hanım bir daha ne olursa olsun mahkemeye gitmem noktasına gelebiliyorsa hukukun üstünlüğünden bahsedebilir misiniz?
Kadınımızı; “Çarşafı çıkarıp pardösü giysem Allah beni cezalandırır mı? Günaha girer miyim?” diye insanlarımızı din adamından görüş alabilecek duruma getirenlerin bir adım geri atması bu kadının vicdanını rahatlatabilecek mi?
Emekli İmam Abdullah Cihangir, katıldığı cenazede; “Kadınların sesi 4 duvar arasından dışarıya asla çıkmayacak. Kadın sesi 4 duvar arasından çıktı mı bu haya perdesinin yırtılmasıdır,” “ Televizyonlarınızı fazla seyretmeyiniz göz nurunuz, yüz nurunuz gitmesin,” diyen bir imamın bir adım geri gitmesi cenaze namazlarına bir huzur getirecek mi ?
Bolu İlinde yapılan Risale-i Nur Enstitüsü’nün konferansına katılan Said-i Nursi’nin öğrencisi 80 yaşındaki Mustafa Sungur’un elini öpmek için sıraya giren Bolu İl Milli Eğitim Müdürüne soruşturma açıldı mı?
Kendi göbek deliğini dünyanın merkezi sananlar, tarihe bakarlarsa göbek deliklerini dünyanın merkezi sananların feci sonlarını görürler. Akıl, bilim ve mantıktan uzaklaşmış halkı aptal sanan kurnazların sonu hep aynı olmuştur.
Türban için 5 yıl sabrettik
Başsavcının iddialarına gönderme yaparcasına konuşmalarında ayetlere referans verip, Türban için “5 yıl beklediklerini” açıklayanlar bir adım geri atsa geriye 4 yıl 364 gün kalır. Bu kayıp kolay telafi edilebilir mi?
Ayet-i Kerimelerle, Hadis-i Şeriflerle, şiirlerle, atasözleri ve hakaret dolu ifadelerle dolu eleştirilerden bir adım geri gitmek neyi çözer?
Dinci hamlelerin ucu devamlı açık tutuluyor. Önce fiil yaratılıyor ve daha sonra yaratılan fiili duruma çözüm getirmek amacıyla hukuki yollar zorlanıyor. Hukuki olmayan yolları açmak içinde herkes demokrat, özgürlükçü ve AB’ci oluyor.
Hem “başı açık olan zina yapmakla eşdeğerdir” diyeceksin hem de Yüce Peygamberimize kurban kesmek için cemaatten para toplayacaksın. Kurban Allah için kesilir. En büyük mertebeye ulaşmış Yüce Peygamberimizin bu din sömürücülerinin göndereceği ne kurbana, ne de sevaba ihtiyacı vardır?
28 Şubat 2006 tarihinde TSK’da görev yapan dönemin komutanlarını fotoğraflarını yayınlayıp terör örgütlerine hedef gösterdikleri iddiasıyla yargılanıp suçlu bulunanlar yine daha sonra resim yayınlamaya devam etmişlerdir.
Muhalefet, 22 Temmuz seçimlerinin ardından 9 ayda iktidarın çıkardığı kanun ve Anayasa değişikliğinin iptali için Yüce Mahkemeye gitmek zorunda kalıyorsa iktidar bir adım geri atsa muhalefet Yüce Mahkemeye sadece 8 kez gitmek zorunda kalırdı. Sekiz veya dokuz. Sekiz kere giden dokuz kere de gider.
İzinli Kuran kursları sayısını dört yılda 4 bin 332’den 7 bin 367’ye , kurslardaki öğretici imam sayısını 6 binden 11 bin 682’ye ve öğrenci sayısını 128 binden 250 bine çıkaranların bir adım geri atması neyi çözer?
Türban takanların oranı son 4 yılda yüzde 3.5’tan yüzde 16.2’ye, türban takan lise mezunlarının oranı yüzde 2.5’dan yüzde 17.2’ye ve türban takan üniversite mezunlarının oranı yüzde 2.6’dan yüzde 11.4’e yükselmiş ise bir adım geri gitmek neyi çözümler?
İşe alınırken, kadının türbanı ve erkeğin badem bıyığının referans alındığı ve bu doğrultuda üst bürokraside artık inkâr edilemez biçimde örneklerin yer aldığı kadrolaşmadan bir adım geri neyi çözer?
Hamdolsun 79 yıldan daha fazla borçlandık
“Hamdolsun enflasyon hedefini tutturduk,” “Hamdolsun askerimiz görevini yerine tam anlamıyla getirdi,” “Hamdolsun 79 yılın en büyük büyümesini yaptık,” diyerek dini kavramlarla kendini yüceltirken kendinden önceki dönemi küçümseyen Başbakan RTE, “Yargı dini kararlar alırken bize sorsun” diyen Diyanet İşleri Başkanı ile maçı kazandıktan sonra “çok çalıştık Allah da yardım etti” diyen Beşiktaş Kulübü teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam bir adım geri atsa dünya şampiyonu mu olacağız?
Başarıyı Allah’a bağlayanlar başarısızlığı da şeytana mı bağlayacak? Böyle bir yaklaşımı akıl ve mantığın kabul etmesi mümkün değildir.
2004 yılında kapatılmış olan Milli Gençlik Vakfı’nın bir devamı olarak kabul edilen Anadolu Gençlik Derneği, Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Töreninde, şehitlikte alternatif anma töreni düzenlemişler ve bu dernekle İzmit-Gölcük’ten gelen Sabri Göney; “Çanakkale Zaferi için melekler indi” yorumunu yapmıştır.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri’de üniversite açılış töreninde “Üniversiteler, tüm inançların serbestçe yaşandığı yerler olmalı” diyerek akıl ve bilim merkezi Üniversiteleri, ibadethaneler merkezi gibi tanımlamıştır.
Kurulan tuzakların bir an önce çökmesi için suni uzlaşma yok.
Tam bağımsız gerçek çözüme evet. Mevcut yoz sömürüye hayır.
“Demokrasi, çoğunluğun borusu değil, azınlığın korunmasıdır.”
AKP ve zihniyeti gitmeden hiçbir hiçbir şey çözülemez.
Büyük önderin dediği gibi: “Karar Türk hakimlerinindir.”
Son Yorumlar