31
Ağu
09

Sabah’tan Nazlı’ya sansür

Nazlı Ilıcak
Nazlı Ilıcak

Erdal Safak
Erdal Safak

Geçtiğimiz hafta Sabah gazetesinde ilginç bir sansür vakası yaşandı. Şu bakımdan ilginç, Sabah yönetiminin sansür uyguladığı yazarı da Sabah gibi AKP yandaşı olan Nazlı Ilıcak’tı.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir okul yıkımı oldu. Vakti zamanında Sabah gazetesinin yöneticisiyken gazeteden ayrılıp Vatan’ı kuran ve sonra da Aydın Doğan’a devreden Zafer Mutlu’nun başında bulunduğu Zeynep Mutlu Vakfı’na ait Kemer Okulları, 500 kişilik zabıta ekibi ve 150 kişilik Jandarma gücüyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkıldı. Yıkım gerekçesi okulun kaçak olmasıydı. Gerçi mahkeme yıkımın durdurulması kararı vermişti ama iş işten geçmişti.

İşte Nazlı Ilıcak her nasıl olduysa bu yıkımı eleştiren bir yazı yazdı. Yazıda özetle “Vatan gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Mutlu’nun, Kemerburgaz’daki Vakıf okulunun binaları, evvelki gün, sabaha karşı, Belediye ekipleri tarafından, ‘kaçak olduğu’ gerekçesiyle yıkıldı.

Zafer Mutlu, Milli Emlâk’tan arsa tahsisi almıştı ama, Eyüp Belediyesi, bu arazinin kendisine ait olduğunu ileri sürüyordu ve Maliye Bakanlığı’nın tahsis ettiği arsayla ilgili açtığı iptâl davasını kazanmıştı. (27 Mayıs 1999) Mutlu, buna rağmen, hem kolej inşaatını tamamladı, hem de Milli eğitim Bakanlığı’ndan okul işletmek için ruhsat aldı. Ortada bir hukuki ihtilâf var. Ama, pekâlâ, uzlaşma yoluyla bu ihtilâfın halli mümkündü. Buna mukabil, yıkım kararı alındı ve icra edildi.

*İstanbul’daki tek kaçak bina Zafer Mutlu’nunki mi?

*Bina kaçak bile olsa, Eyüp Belediyesi, uzlaşma yoluna gidip, bir bedel karşılığı okulların faaliyetini sürdürmesine imkân tanıyamaz mıydı?

*Bu okul, Zafer Mutlu’ya değil de, AK Parti’ye yakın bir işadamına ait olsaydı, böyle bir yıkım kararı uygulanır mıydı?

Türkiye’de çarpık bir düzen var. İktidar, yandaşlarını koruyor, hukuki süreç, daha ziyade yandaş olmayan kişi söz konusu olduğunda akla geliyor. Buna mukabil, kendini güçlü hissedenler, belirli bir dokunulmazlık zırhına sahip olduklarını düşünüp, kanunlara ve düzene uymama hakkını kendilerinde görüyorlar.”

İşte Ilıcak’ın bu yazısı gazetenin Kıbrıs baskısına girdi. Ancak yazı fark edilince baskı durdurulup yazı çıkarıldı. Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, 27 Ağustos günü köşesinden sansür ile ilgili olarak zorunlu bir açıklama yaptı. Şafak, söz konusu yazısında sansür olayını şöyle doğruladı: “Sabah, Çalık Grubu tarafından satın alındığından bu yana kendisine ‘Yandaş’ yaftası yapıştırmaya çalışanlara karşı hukuk mücadelesi veriyor. Bu haksız ve ahlaksız yakıştırmayı yapmaya kalkanlar hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açıyor.

Sabah bir yandan böylesine bir mücadele verirken, bir yandan da bir yazarının bazı medya kuruluşları ve mensupları için ‘Yandaş’ sıfatını kullanması, sadece okurlara karşı değil, açtığımız davalarda mahkeme heyetlerine karşı da açıklanması imkansız bir çelişki olmaz mı? İşte o nedenle yazı çekildi. Sağolsun, Nazlı Hanım da anlayışla karşıladı.” Demek ki, Sabah yönetiminin rahatsızlığı ‘yandaş’ lafınaymış. Yazıda o kelime geçince sansür devreye girmiş.

Nazlı Ilıcak da gazete yönetiminin uyguladığı bu sansürü kabullendi. Böyle bir şey gazetecilik onuru ile ne kadar bağdaşır ya da Nazlı Ilıcak’ta gazetecilik onuru ne kadar vardır ayrı bir tartışma konusu ama Nazlı Ilıcak yönetimin yaptığı muameleyi kabullenmiş.

Erdal Şafak’ın yazısının yayımlandığı gün Nazlı Ilıcak da köşesinde Sabah kriterlerine uygun bir okul yıkımını eleştiri yazısı yayımladı. Ilıcak o yazısında “Köşe yazarları, sadece yazdıkları değil, temas edemedikleri konulardan dolayı da sorumlu tutulur. Nitekim, kızım Aslı telefon etti, ‘Anne neden Zafer Mutlu’nun okulunun yıkılması meselesine girmedin?’ diye sordu. Üstelik, bu okulun Mutlu’nun genç yaşta kaybettiği kızı Zeynep’in ismini taşıyan bir Vakfa ait olması, insanı daha da üzüyordu ve etkiliyordu. Aslı’ya, ‘Yazdım ama, bir kazaya uğramış’ cevabını verdim. Dolayısıyla görüşlerimi tekrar etmek vacip oldu. Kısaca özetleyeyim: Ortada bir hukuki ihtilâf bulunsa dahi, üstelik okulların açılmasına bu kadar az zaman kalmışken, Eyüp Belediyesi’nin giriştiği yıkım çok büyük bir hata olmuştur. Kendisi bir şey kazanmadığı gibi, onun yanlış tutumu, ister istemez AK Parti iktidarını da zedelemiştir. Zafer Mutlu’nun bir gazeteci olması, Vatan gazetesinde muhalefet yapması, sadece hukuki saiklerle hareket edilmediği izlenimini doğurmaktadır. Ben de dahil, herkes, aynı soruyu soruyor: ‘Sizin taraftarınız, destekçiniz böyle bir okulun sahibi olsaydı, gene de yıkım ekiplerini yollar mıydınız?’”

Belki de Nazlı Ilıcak sansür olayını kaza diye geçiştirmeye çalışarak durumu idare etmeye çalışmış. Bu arada Sabah’ın kirteri de ortaya çıkmış oldu. Sabah’ta “Yandaş” out, “taraftar, destekçi” in!

Okan İşbecer


0 Yanıt to “Sabah’tan Nazlı’ya sansür”



  1. Yorum Yapın

Yorum bırakın


İstatistikler

  • 2.406.204 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Ağustos 2009
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

En fazla oylananlar