12 Haz 2010 için arşiv

12
Haz
10

Türk Arapsız Yaşamalı

image

Sonunda olan oldu!
Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında Yüksek Düzeyli Dörtlü İşbirliği adı altında bir “Ortadoğu Birliği” Kuruldu…
Türkiye ABD eliyle kurulan Ortadoğu tuzağına düştü! Ve yüzünü Batı’dan Ortadoğuya döndü!
Bunda elbette 40 yıldır Türkiye’yi kapısında bekleten AB’nin de payı büyük oldu. Nitekim İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, “Türkiye’yi Doğu’ya doğru iterek hata yaptık, Türkiye-İsrail ilişkileri zarar gördü. Bunun sorumlusu Türkiye’yi kabul etmeyen Avrupa Birliği’dir” dedi. (Gazeteler, 11.6.2010)
11 Eylül saldırısı ile ivme kazanan, “One minute” ile doruklara yükselen oyunda takkeler düştü kel göründü…
“Yüzünü AB’ ye dön ama ayakların Doğu’ya doğru gitsin! Bu arada da İsrail ile aranı boz, Ortadoğu’nun yani İslam dünyasının liderliğine soyun!  Aynı zamanda da K.Irak’tan çekilecek olan ABD’nin jandarmalığını üstlen…”
“Yeni Osmanlıcık” tuzağı işlemiştir. Türkiye ABD, AB, İsrail ve AKP eliyle yüzünü Batı’dan Doğu’ya dönmüştür. Ve Türkiye-Arap flörtü sonucunda söz kesilmiş, yüzükler takılmıştır.
Demek ki “Kötü niyetli propagandanın taşeronları” yanılmamışlar…
Bundan sonraki adım ne olacak? ABD denetiminde, İstanbul Başkentli bir Ortadoğu ve İslâm Ülkeleri Birliği mi? Yoksa yeni bir Osmanlı Devleti mi? Dikkat ederseniz AKP iktidarı, Suud Kralı’da başta olmak üzere Ortadoğu, İran ve Arap kökenli misafirlerini Ankara’da değil İstanbul’da ağırlıyor… Üs olarak da Çırağan Sarayı seçilmiş durumda…
***
Okumaya devam edin ‘Türk Arapsız Yaşamalı’

12
Haz
10

“Eksen” Neden Başbakan’ın Kimyasını Bozuyor?

image

BM oylaması Tahran için alınan yaptırım kararlarından çok, Türkiye’nin “hayır” oyuyla konuşulur oldu.

Brezilya da Türkiye gibi “hayır” oyu kullandı ama Brezilya’nın tuzu kuru. Dünyanın beri yanında ve Türkiye gibi bir “NATO” ülkesi değil. “Bağlantısız” takılmakta sonuna dek serbest. Lula da Silva’nın devlet başkanlığı üstelik altı ay sonra sona eriyor.

Silva giderayak ABD’nin yüzüne “eski ABD olmadığı” gerçeğini çarpmak, dünyada artık Brezilya gibi “yükselen yeni güçler olduğunu” hatırlatmak, bu vesileyle Obama’ya “nanik” yapmak istedi.

Brezilya’nınki Washington’ a çekilen bir “nanik”.

Türkiye’ninki ise atılan bir “şamar”.

İki “hayır” arasında içerdikleri mesaj açısından böyle tayin edici bir fark var.

Kariyerinin son noktasında olan Lula de Silva’nın “hayır”ı için, “kuğunun son şarkısı” denebilir.

Erdoğan; Silva’nın aksine, siyasi yaşamının son durağında değil, aksine tam “göbeğinde” olan bir lider.

Türkiye dahilinde “Çankaya”; dışarıda da “İslam dünyasının liderliği” gibi, önünde kolladığı daha pek çok hedef var.

“BM Güvenlik Konseyi oylaması” Erdoğan için bu hedeflere uzanan bir yol sadece.

‘Gizli ajanda’ mı ortaya çıktı?

Okumaya devam edin ‘“Eksen” Neden Başbakan’ın Kimyasını Bozuyor?’

12
Haz
10

Gidecekler… Yargılanacaklar!..

Tayyip Bey çok öfkeli çook…

Hani bıraksanız, donanmanın ya da uçak filosunun başında İsrail’e sefere çıkacak!.. Geçen gün Konya’da esip gürlüyor, Tevrat’tan alıntı yapıyor, On Emir’in 6. maddesini, hem de üç dilden İsrail’in yüzüne haykırıyordu:

– Öldürmeyeceksin!..

Kemal Kılıçdaroğlu, bu şova karşılık, “Doğrudur, 6. madde öldürmeyeceksin diyor. Ama bir de 8. madde var; çalmayacaksın diyor, 9. madde de yalan söylemeyeceksin diye emrediyor” karşılığını verince daha da öfkelendi ve CHP liderini Tel Aviv’in sözcülüğünü yapmakla suçlayabildi!.. Halbuki Tayyip Bey şu soruya yanıt vermeliydi:

– Yıllardır yanı başındaki Irak yakılıp yıkılırken, kadınlar çocuklar bombalarla öldürülürken, 1.5 milyon masum insan katledilirken neredeydin?..

Tıss yok tabii!..

***

Tayyip Bey böyle yapar da şürekâsı durur mu?!..

Bu iktidara yapılan en büyük eleştirilerden biri neydi? İsrail’in tehditlerine karşın, 600 kişinin, felakete yol almasına seyirci kaldın ama AKP milletvekillerinin gemiye binmesini engelledin… TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AKP’li Murat Mercan bu konuda ne dedi biliyor musunuz?

– Biz kolejde zaman zaman Co’luk yapardık. Bu da öyle. Bir Co’luk yapalım dedik. Ama sonra vazgeçtik…

Şu söyleme bakar mısınız; ülkeyi neredeyse bir savaşın eşiğine getiren iktidar partisinin vekili, olanı biteni Amerikan kovboy filmi zannediyor!..

Gelelim en büyük Türk büyüklerinden avukat Bülent Arınç’a…

Okumaya devam edin ‘Gidecekler… Yargılanacaklar!..’

12
Haz
10

Bu ne “sevgi” aah…

12
Haz
10

Eksen Kayması

12
Haz
10

Halimiz h’arap

Dediler ki:

“Arap 15 milyar dolar getirdi.”

Sonra dediler ki:
“Getirecekti, getirmedi.”
*
Arap “teğet” geçmiş demek ki!
*
Bakın, 23 Mayıs’ta yola çıktı Mavi Marmara… Ya o günden bu yana?
*
Tunceli’de çatışma çıktı. Şırnak’ta çatışma çıktı, 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 çavuş, 2 onbaşı yaralandı. Bingöl’de 30 kiloluk mayın bulundu. Siirt’te çatışma çıktı, 1 er şehit oldu, 1 er yaralandı. Hakkâri’de çatışma çıktı, 3 er yaralandı. Mardin’de askeri araç geçerken mayın patladı. Şırnak’ta çatışma çıktı, 1 çavuş, 1 er ve 1 korucu şehit oldu, 2 er yaralandı. Hakkari’de 30 kilo amonyum nitrat ve 1 kilo TNT’yle hazırlanmış mayın bulundu. Siirt’te minibüs tarandı, iki korucu şehit oldu, üçü yaralandı. Hatay’da maden basıldı, bir özel güvenlik görevlisi şehit oldu, ikisi yaralandı. Şehit korucuların cenaze konvoyu geçerken mayın patladı, bir korucu yaralandı. Diyarbakır’da mayın bulundu. İskenderun’da Deniz Üs Komutanlığı’na roket atıldı, 6 er şehit oldu, 7 er yaralandı. Diyarbakır’da mayın patladı, bir vatandaşımız öldü. Bitlis’te mayın patladı. Siirt’te mayın patladı, bir uzman erbaş yaralandı. Hakkâri’de çatışma çıktı, bir er şehit, üç er yaralı… Bitlis’te tuzaklanmış mayın bulundu. Şırnak’ta askeri konvoy geçerken mayın patladı, çatışma çıktı. Hakkâri’de mayın bulundu. Hatay’da iki maden işçisi kaçırıldı. Şırnak’ta iş makinesi yakıldı. Hakkâri’de çatışma çıktı, bir uzman çavuş yaralandı. Şırnak’ta mayın patladı. Diyarbakır’da yol kenarına yerleştirilmiş 20 kiloluk bomba bulundu. Tunceli’de yol kesildi, sivil otomobil yakıldı. Hakkâri’de mayın patladı. Ağrı’da çatışma çıktı. Tokat’ta “Şehitler Köyü”nde helikopter düştü, bir yarbay, bir üsteğmen, bir üstçavuş şehit oldu; cenaze törenleri, uçakla düşüp şehit olan Eşref Bitlis Kışlası’nda yapıldı. Tunceli’de askeri minibüs geçerken mayın patladı, 15 asker, 1 çocuk yaralandı. Osmaniye’de lojmana roket atıldı, üsteğmenin eşi hayatını kaybetti. Hakkâri’de çatışma çıktı, bir astsubay şehit oldu, bir üsteğmen yaralı.
*
Olan yok hiç oralı…

Okumaya devam edin ‘Halimiz h’arap’

12
Haz
10

Yüzde 1

TÜRKİYE ekonomisindeki payı yüzde 1’in altında olan İsrail’le ilişkilerin kesilmesinin önemli olmadığını söyleyen Maliye Bakanı’nı (adını siz anımsayın), Mustafa Saraç Kuşadası’na davet ediyor: “İsrailli işadamı Sami Ofer’in Kuşadası Limanı’na sahip olması dolayısıyla, İsrail sermayesi Kuşadası ekonomisinin belki yüzde 50’sini yönlendirme olanağını elinde tutmaktadır. Bu limanın herhangi bir nedenle devre dışı bırakılması, yüzlerce turistik işletmenin kısa sürede iflası anlamına gelebilecektir.

Maliye Bakanı, iki ülke ilişkilerinin iyice gerilmesi halinde, İsrailli işletmecinin limanımızı gemi trafiğine süresiz kapatabilmek gibi ürkütücü bir yasal hakka da sahip bulunduğunu herhalde unutmaktadır. Yanlış anlaşılmasın, Ofer’in Kuşadası turizmini baltalayacak ve kendisi de bile bile para kaybedecek kadar hasta ruhlu olabileceğini asla düşünmüyorum elbette.

Burada dikkat çekilmesi gereken skandal, bir yabancı özel şirkete böylesine stratejik bir blokaj olanağının verilmiş olması, insanların zihnine bu tip bir kuşkunun küçük olasılık düzeyinde de olsa yerleşebilmesidir.

Şöyle de açıklamak mümkün: Yardım gemilerinin baskından sonra zorla yanaştırıldığı Aşhdod Limanı da Aşhdod kentinin yazgısını etkileme olanağına sahiptir ki, Ashdod bir Türk şirketince işletiliyor olsa idi, İsrail askerleri tarafından kullanılması bu kadar sorunsuz olmayabilirdi! Belki de özel Türk işletmecisi tarafından İsrail’in ihracat ve ithalatını baltalamak amacıyla kapısına kilit dahi vurulabilirdi. Kuşadası’nda söz konusu olabilen bu ihtimali Aşhdod için geçersiz kılan tek fark, Aşhdod’un kamu limanı, Kuşadası Limanı’nın ise İsrailli şirketin kendi özel tesisi olarak faaliyet göstermesidir.

Maliye Bakanı mesleği icabı, parasal kazanç sağladığı sürece ‘mal’ türleri arasında ayrım gözetmeyebilir; ancak yabancılara liman satmak, çiklet fabrikası satmaya hiç mi hiç benzememektedir. Stratejik bir toprak alışverişi olarak liman devirleri, işletmeciye yerel ekonomiyi kendisine bağımlı kılma gibi sınırsız bir güç de bahşetmektedir. İsrail şirketine bağımlı bir liman, İsrail şirketine bağımlı bir turizm kenti demektir. Bu yüzden, liman vermek, bir anlamda iktidar devretmektir! Yüzde hesaplarında hayli becerikli olan Maliye Bakanı, kriz sertleştiğinde Kuşadası Limanı’nın kapatılma olasılığının yüzde kaç olduğunu da en kısa sürede saptayacaktır herhalde!

Okumaya devam edin ‘Yüzde 1’

12
Haz
10

Fısfıs

Ürdün.

Sıcak, sakin…

Sıradan bir gün.

*
8 kişiydiler; Atina, Roma, Paris üzerinden Amman’a gelmişlerdi, 3’ü Fransız, 3’ü İtalyan pasaportu taşıyordu, 2’si Kanada… Kimi işadamı, kimi turist; otellerine yerleştiler. Kanadalı olanlar otomobil kiraladı; biri yeşil Hyundai, biri mavi Toyota… Ve, o sabah hedefin peşine takıldılar.
*
Saat 10…
*
Hedef, şoförünün yanında oturuyordu. Çünkü arka koltukta, ikisi kız, üç evladı vardı. Baba işine, çocuklar okula gidiyordu. Tecrübeli şoför aynaya baktı, huylandı, “Takip ediliyoruz” dedi. Hedef cep telefonunu tuşladı, polisi aradı, plakayı verdi. O sırada, Toyota yanlarından geçti… Çocuklar, Toyota’nın direksiyonunda oturan Kanadalı’ya el salladı neşeyle, her çocuk gibi…
Bir iki dakika sonra cep telefonu çaldı, arayan polisti, Toyota’nın Kanadalı bir turist tarafından kiralandığını söyledi, anormal bir durum yoktu.
Hedef rahatladı.
*
Saat 10.30 olmuştu. Wasfi Al-Tal Caddesi’ne dönüp, ofisin önünde durdular. İndi. Çocuklarını öptü. Otomobil hareket etti. Binaya giriyordu ki, yeşil Hyundai’sini yan sokağa park eden öbür Kanadalı “Affedersiniz” dedi, hedef bir an durdu, o bir an yetmişti, Kanadalı elindeki aerosol benzeri tüpten fısss diye bi şey sıktı. Hedef ani bir refleksle başını çevirmişti ama, tam kaçamamıştı, sol kulağına denk gelmişti. Şaşırdı, kulağını ovuşturdu, şak diye yere yığıldı.
*
Binanın önündeki korumalar hedefin başına koşarken, olan biteni aynadan gören hedefin şoförü zınk diye durdu, çocukları indirdi, Kanadalı’nın peşine takıldı. Kanadalı yan sokağa daldı, Toyota orada bekliyordu, bindi, topukladılar… Şoför bir yandan takip ediyor, bir yandan cep telefonuna “Yolu kesin” diye bağırıyordu. Onlar kesene kadar, şoför kesti önlerini, Medine Caddesi’nde, indi, daldı Kanadalılara, can pazarı…

Okumaya devam edin ‘Fısfıs’




İstatistikler

  • 2.406.214 Tıklama

Son Eklenen Yazılar

Haziran 2010
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930  

En Çok Okunan Yazılarımız

En fazla oylananlar